Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
Tut ellerimizden
Nurdan Damla’nın bundan önce iki kitabını okumuştum. Bunlardan ilki Timaş Yayınları’nda çıkan “365 Günde Sevgili Peygamberim” kitabıydı. Kitabı o kadar beğenmiştim ki toplu olarak almış, Kutlu Doğum vesilesiyle anaokulumda velilerime de hediye etmiştim. Yazarımız bu kitabıyla 2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü’ne de layık görülmüştü. Kitap bugünlerde 11 farklı dile çevrilmiş. Nurdan Damla’dan okuduğum ikinci kitap ise “Sabır ve Vefa Timsali Zeynep” kitabıydı. Kitap Hazreti Peygamberin en büyük kızı Zeynep’in sabrını, teslimiyetini, tevekkülünü, hasretini, aşkı için döktüğü gözyaşlarını, vefasını anlatıyordu. Aşkın Gül Bahçesi kitabı yazarın son kitabı. Yayınlanalı henüz birkaç ay olmuş. Kitap peygamberlerden ve eşlerinden aşkın hallerini anlatıyor. “Aşkın gül bahçesinde yediveren sevdalar boy verir. Renk renk güller ve kokular devşirilir. Aşktır o güllerin adı. Takva, adanmışlık, zühd, sevda, sevgi ve dahi selamdır. Varoluş tarlasını gül bahçesine çevirenlerin, kor ateşin nârı içinde gül toplayanların öyküsüdür bu.” Yazar kitabın arka kapağında böyle söylüyor. Kitabın sayfalarını çevirdiğimde gördüm ki, anlatılanların birçoğu aslında benim bildiğim öyküler. Her bir bölüm, son zamanlarda kadın yazarlar (Sibel Eraslan, Nuriye Çeleğen, Nurdan Damla) tarafından birbiri ardına yayınlanan asrı saadet kitaplarının bir özeti gibiydi. Başlı başına kitap olan Peygamberimizin kızı Hazreti Zeynep burada da anlatılıyor. Aşka adanmış olan ömrün sahibi Hazreti Hatice annemiz ve en küçük kızı cennet kadınlarının en bilgilisi Hazreti Fatıma da burada anlatılıyor. O Hazreti Fatıma ki, cenazesinin bir gece vakti defnedilmesini isteyecek kadar görünmemezlik sırrının sahibi. O Hazreti Fatıma ki, mahşerde onun için bir münadi şöyle seslenecek: “Ey mahşer halkı, kapatın gözlerinizi. Şimdi buradan Fatıma binti Muhammed geçecek.” “Nil’in Nazlı Kraliçesi Asiye”, “Masumiyet İncisi Hazreti Meryem”, “Sözü Şiir Olan Annem, Hazreti Amine”, “Melekleri Gören kadın Hazreti Sare”, “Süt Annelerin En Özeli Hazreti Halime”, “Aşkın Şairi Hazreti Ayşe” kitapta kısa ve öz, yakıcı ve kavurucu öyküleriyle yer buluyor. Bununla birlikte peygamberlerin aşk ve şevk içerisinde, bin bir zorluklarla yerine getirdikleri peygamberlik görevleri de aşkın gül bahçesinden bir demet olarak sunulmuş. Kitaptaki her yazı Mevlana’nın aşk üzerine söylediği cümlelerle başlıyor. İşte onlardan ikisi: “Hakiki aşka mest ol, kendinden geç. Çünkü dünyada ne varsa hepsi aşktan ibarettir.” “Ne vakte kadar fani olan, ölü sayılan sevgiliyi kucaklayacaksın? Öyle bir canı kucakla ki O’na bir son yoktur.” Kitaptaki her yazı içeriğinde bahsedilen kahramana seslenişle ve duayla bitiyor. Tut ellerimizden diyor: (Hazreti Amine için) “Ey son hecesi şiir olan! Anne ile evlat arasındaki o nahif çizgiyi sende gördük. Aşkın gül bahçesinin kokusunu biz seninle aldık. Hayatın bir şiir kadar az ve öz olduğunu biz senden öğrendik. Hikmetli bakışı senden öğrendik. Ey sözü şiir, yaşayışı nesir, evladı Beşir olan! Tut ellerimizden ne olur, bize de nazar eyle!” “Tut ellerimizden ey bereket Peygamberi İbrahim! Ey nârı hâr içinde aşkın güllerini koklayan sevgili! Ey rıza makamının maşuğu! Acıda ve çilede Rabbinden razı, Rabbi de ondan razı güzel dost! El ver bize!” Kitapta benim çok az bildiğim bir şahsiyet daha anlatılıyordu. Gözyaşlarına boğularak, elimdeki kitabı kaybederek okuduğum “Güzel emanetçi Ümmü Eymen”i de bir başka yazının konusu yapmak istiyorum.
Aşkın Gül Bahçesi
Aşkın Gül BahçesiNurdan Damla · Nesil Yayınları · 201531 okunma
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.