Mamak'ta sol görüşlü tutukluların sayısı, önceleri sağ görüşlülere oranla çok fazla idi. Yönetimin görüş ayırımı yapmadığı koğuşlarda sayısal dengesizliğe, karşı denge sağlanıyordu. Her grup kendi içinde büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Ülkücüler, sayıda az olduklarından birbirlerine daha fazla kenetlendi. Yazıcıoğlu, "Yönetim karıştır-barıştır adı altında bizi birbirimize kırdınnak istiyor" diye düşündü. Karşıt görüşlü tutuklular birbirleriyle kavga ederken, yöneticiler rahat edecekti. Mamak'ta düşünen insanların yeri tecrit hücreleriydi. Yazıcıoğlu, bir yanlışlık sonucu geldiği koğuştan, ülkücülerle ilişkisi koparılmak için 2.5 metrekarelik hücreye gönderildi. Altlıüstlü iki ranzada dört kişi yatıyordu ve üç kişi sol görüşlü idi. Tutuklular, birbirleriyle kavga etmenin cezaevi yönetiminin ekmeğine yağ süreceğini biliyordu. Ayrıca herkes, aynı zulmü yaşıyordu. Bu sessiz denge sayesinde Muhsin Yazıcıoğlu, üç sol görüşlü tutuklu ile aynı hücrede kalmaktan rahatsız olmadı