Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

POSTMODERN KAVİMLER GÖÇÜ KÂBUSU Nurullah Çetin Hz. Âdem’den bu yana tarih sürekli tekerrür ediyor. Değişen mahiyet değil, şekildir. Güneşin altında hem söylenmemiş, hem de olmamış bir şey yoktur. Tarih bilmek demek, milletler için ayakta kalmak, güvenli yaşamak, geleceğe umutla bakmak demektir. Tarih bilmeyen milletler, kelebekler gibi yaşarlar. Yaz mevsimi gibi kısacık bir dönemde musmutlu yaşar gibi olurlar, ama sonra birden yok olurlar. İşte tarihten bir dönem. Aslında günümüzde yaşamaya devam eden bir tarihsel süreç demeliydim: Hunlar, 350 yılında Orta Asya'daki Çin Devleti'nin egemenliğinden kurtulmak için Batıya aktılar. Bu göç dalgası, çoğunluğu Cermen olan Vizigotları, Ostrogotları, Gepitleri ve Vandalları daha Batıya doğru göç etmeye zorladı. Romalıların barbar olarak nitelendirdiği bu kavimler, önlerine çıkan diğer kavimleri yurtlarından atarak İspanya'ya hatta Kuzey Afrika'ya kadar ilerlediler. Yıllarca süren bu döneme Batılılar Kavimler Göçü dediler. Kavimler göçünün 3 önemli sonucu oldu: 1.Bu kavimler göçü ile Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı ve göç baskısına dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkıldı. Demek ki bir ülkeye farklı ülke ve milletlerden milyonlarca yabancı göç edince ve oraya yerleşince mevcut devlet yıkılırmış. 2.Kavimler göçü ile Avrupa'da derebeylik rejimi ortaya çıktı. Yani bir çeşit eyaletler, kantonlar, özerk bölgeler ortaya çıktı. Zengin toprak sahipleri soylu ve yerel patron ve yönetici oldu. Bu derebeyleri yani senyörler ya da feodal beyler ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal hâkimiyeti ele geçirdiler. Hem topraklarında çalışan köylü ve işçilerin yani serflerin mutlak sahibi oldular, hem de krala istediklerini yaptırdılar. Ortaçağ boyunca böyle devam etti. Demek ki milyonlarca insan bir yere göç edince ya da bilinçli olarak getirilip yerleştirilince oradaki merkezî, millî, güçlü devlet düzenini bozarlar, kendi yerel, ilkel, federatif, kantonlara dayalı özerklik düzenlerini kurarlarmış. 3.Kavimler göçü ile İlk Çağ sona erdi, Orta Çağ başladı. Orta Çağ dediğimiz de kapkaranlık, ilkel, geri bir çağdır. Orta Çağda insanların özgür bilim ve sanat yapma, özgür düşünme, özgür yaşama, özgür üretim ve ticaret yapma hakları yoktu. İnsanlar, zalim derebeylerin ve hem cahil hem ilkel papazların esiri ve kölesi idi. Biz, Başbuğ Atatürk ve onun dava arkadaşları olan Kuva-yı Milliye mücahitlerinin kurduğu bağımsız ve millî Türk Devletinin yıkılmasını, gettolara, kantonlara, eyaletlere, özerk bölgelere ayrılıp parçalanmasını, PKK’lı, Suriyeli, Afrikalı, Çinli gettoların ortaya çıkıp yönetimimizi ve kaderimizi bu kantonların derebeylerine bırakmak ve Orta Çağ karanlığı yaşamak istemiyoruz.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.