Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ESKİ TÜRKLERDE KADIN (Arapları Tanımadan Önce) Tarihte hiçbir toplum, kadını Türkler kadar erkekle eşit saymamış ve hak tanımamıştır. Her iki cinsin kendilerine ait, karşı cinsin yerine getirmek zorunda olmadığı görev ve sorumlulukları vardı. Her cins aynı eğitimden geçer; cinsler arasında ayrım, toplumun tüm kesimlerinde yadsınırdı. Eski Türklerde, Kadının özgür ve cinsler arasındaki ayrımın az olması, Türk kadınlarının kendilerine özen göstermediği, süs ve güzelliklerine dikkat etmediği, cinselliğe önem vermediği anlamına gelmez. Giysileri son derece renkli ve süslüdür, zarafete ve alımlılığa önem verirler. Beğenilmeyi severler ve güzellikleriyle ilgili övgüleri, "memnuniyetle kabul ederler" Serbestçe kullandıkları özgürlüklere sahiptirler ama son derece iffetlidirler. Tedirgin etme (taciz), kadına saldırganlık (tecavüz), evlilik dışı ilişki (zina) gibi cinsel suçlar eski Türk toplumunda yok denecek kadar azdır. Kadına saldırının Türk hukukundaki cezası ölümdür. Tecavüze uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz, ona sahip çıkılır. Evlilik dışı çocuğu olursa kadın ulu bir kayın ağacıyla evlendirilir (kayınbaba, kaynana, sözcükleri buradan gelir), çocuk bu yolla meşrulaştırılır. Günümüzde töre cinayeti adı verilen olayların, Türk töresiyle bir ilgisi yoktur. Basında sıkça kullanılan bu tanım, Türk geleneklerini yıpratma amacını taşımaktadır. Eski Türklerde, tecavüze uğrayan kadına sahip çıkılırken; namusunu korumayan kadın hoş görülmez. Eski Türk inancına göre, Doğum Tanrısı (Ayzıt), “ne denli yalvarırlarsa yalvarsınlar, namusunu korumamış kadınların yardımına” gelmez. Ünlü İtalyan gezgini Marco Polo, bir seyahatname klasiği olan "İl Milione" adlı yapıtında, Türk kadınlarının "ahlaki temizliğini" över ve onların “tüm dünyanın en temiz ve ahlaklı” kadınları olduğunu söyler. 10.Yüzyılın ünlü coğrafyacısı al-Balhi, kitâb al-bad va’l-tarih adlı yapıtında, Türkler’de "kadının erkeğe eşit" olduğunu, toplumsal yaşamın her alanında "varlığını sürdürdüğünü" ve beğendiği erkeğe "evlenme teklif edecek kadar" özgür olduğunu yazar. 12.Yüzyıl tarihçilerinden İbni Cübeyr, Türk ülkelerinde kadına gösterilen saygıyı, başka hiçbir yerde görmediğini söyler. 14.Yüzyılın ünlü Arap gezgini İbni Batuta, ünlü "Seyahatname"sinde, Orta Asya kadınından övgüyle söz ederken onların peçe, çarşaf diye bir şey tanımadığını, "erkeklerle birlikte dolaştıklarını”, gerektiğinde "komutan olacak kadar" iyi savaştıklarını söyler.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.