Gönderi

88 syf.
9/10 puan verdi
Farabi'nin varlığın ne olduğunu, temel ilimleri ve ulaşılması gereken nihai sonucun ne olması gerektiği konularına değindiği kitap altı bölümden oluşuyor. 1.Bölüm varoluş ilkeleri: Farabiye göre varoluşun ilkeleri dört tanedir. Bunlar suret, madde, fail, gayedir. Bu ilkeler kullanılarak varlığın ne olduğu, neden olduğu ve niçin olduğu sorularına yanıt aranır. Bir cinsin varlığının sonucu diğer cinsin varlık nedeni olabilir. Bu 4 unsur kullanılarak bütün şeylerin varlığı hakkında bilgiye ulaşılır. Söz konusu tanrıya gelince, onun faili ilkesine cevap veremediğimizden dolayı onun bütün şeylerin kaynağı olduğu sonucuna varırız.Farabi bu ilkeleri kullanarak tümevarım bir sistem kurmuştur. Diğer varlıklardan tanrıya varmıştır. Ayrıca insana düşünen hayvan demesi nedeniyle evrimsel bir yaklaşım olduğu kanısındayım. İlimler: Farabi ilimleri 4 başlık altında toplamıştır. Bu ilimler sırasıyla birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Varlık ile ilgili başvurulması gereken ilk ilim matematiktir. Matematikte ilk olarak sayılar ile daha soyut şeyler hakkında bilgi edinilir. Sonrasında bu bilgiler tıpkı varlık ilkelerine benzer şekilde kullanılarak bilim dalları ve sanat ortaya çıkartılır. Bu zincirleme devam eden durum ta ki maddi şeylere ulaşıncaya kadar devam eder. Tabii ilimler ile maddi varlığı mevcut şeylerle ilgili bilgiye sahip olunur. Bu bilgi doğadaki canlılardan başlar ve insana kadar devam eder. İnsandan sonraki aşama gezegenlerdir. Farabi burada gezegenleri metafizik boyutta değerlendirmiştir. Bu aşamadan itibaren tabii ilimler biter ve tabii ötesi ilim başlar. Bu aşamadan sonra insan tanrıya ulaşır. Artık bütün varlıkların nedeni olan ilk ilke tanrıya ulaşılmıştır. Farabi sonraki aşamanın insani ilimler olması gerektiğini söylemiştir. İnsan veya toplumun amacı mükemmeli yakalamak olmalıdır. Bu da mutluluğun kazanılması demektir. Bunun için iyi ve kötüyü birbirinden akli olarak ayırt etmek gerekmektedir. Buna ise siyasi ilim denir. Siyasi ilim ile toplum mutluluğu kazanmış olur. 2.Bölüm Ahlaki erdemler: Yukarıda sıralanan 4 ilim artık fiili olarak uygulanmalıdır. Öncelikle bu teorik bilgiler aracılığıyla şeylerin niteliği belirlenir. Bunun içinse şeylerin akılla kavranması gerekir. Bunlara iradi akılsal denmektedir. Bu iradi şeyler akli olarak kavrandıkça çeşitli ahlaki erdemler(iffet, saygı, zenginlik, alçakgönüllülük vb) ortaya çıkar. 3.Bölüm Fikri erdemler: Fikri kuvvet eğer ki en faydalı şeyin keşfi içinse bu fikri erdem adını alır. Fikri erdem en faydalı ve en soylu hedefi gerçekleştirmenin sonucudur. Eğer bu toplum için gerçekleşmişse bizi siyasi fikri erdeme ulaştırır. Siyasi fikri erdem uzun süreli olduğunda kanun niteliği taşır. Ahlaki erdeme sahip olunmadan fikri erdeme ulaşoçılmaz. Çünkü gerçekleştirilen şey iyi ve toplum yararınaysa burada ahlaki erdem şarttır. 5. Bölüm Öğretim ve eğitim: Öğretim teorik bilgilerin varlığa getirilmesidir. Eğitim ise daha çok ahlaki erdemleri varlığa getirmektir. Farabiye göre toplumun eğitimi hiyerarşik olmalıdır. Yönetici kişi teorik ve pratik bütün eğitimleri eksiksiz almalı ve bu bildiklerini halka aktarmalıdır. Bunu iki şekilde yapar. Ya ikna eder ya da zorla eğitime tabi tutar. Eğitici kesim çok donanımlı olmalıdır ve gerekirse savaşta komutanlık yapacak beceriye sahip olmalıdır. Eğitici bütün bildiklerini muhafaza etmeli ve ayrıca bunları geliştirebilmelidir. Toplumu iyi analizleyebilmelidir. Eğitilen toplum böylece erdemli bir toplum haline gelecektir. 6. Bölüm Felsefe ilmi: Yukarıda sıralanan ilimler ve erdemler bir tane ilmin hizmetindedir. İnsan diğer ilimleri kullanarak en mükemmele en üstün mutluluğa ulaşmaya çabalar. Bu en üst mutluluğun kaynağı felsefedir. Öğrenilen bilgi eğer ki halkın yararına kullanılıyorsa bu tam olarak gerçek felsefedir. Fakat öğrenilen bilgi halktan yalıtılırsa bu sakatlanmış bir felsefedir. Mükemmel insan olan filozof aynı zamanda hükümdardır. Çünkü hükmeden kişi kusursuz olmalıdır. Farabi ayrıca felsefe ile dini de mukayese etmiştir. Ona göre felsefe akılla düşünülen şeylerin kesin olarak tasdik edilmesi felsefedir. Eğer bilgi tahayyül yoluyla düşünülüyor ve ikna ile tasdik ediliyorsa bu dindir. Her ikisi de varlık ile ilgili bilgi verip ayrıca mutluluğa ulaştırıyorsa da din felsefeden sonra gelir. Din felsefeyi taklit eder. Kısacası Farabi Platoncu bir yaklaşımla filozofu hükümdar ve kanun koyucu mertebesine oturtur. O bütün erdemler sahip kişidir. O hiç bir şeyden etkilenmez. Değerini kaybetmez. İyi okumalar.
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,555 okunma
··
62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.