Fakat akşamları anlatılan öyküler hep hüznün yolunda bulurlar kendilerini. Alacakaranlığın tülü üzerlerini örter, akşam bütün hüznüyle yıldızsız bir kubbe yaratır, sonra gecenin karanlığı gelir, kan gibi ağır ağır öykülere sızar ve onları oluşturan güzel, çok renkli kelimeler çok dokunaklı sözlere dönüşür, bizim yaşamımızla bütünleşirler
... (Alacakaranlıkta bir öykü)