Gönderi

160 syf.
·
Not rated
Kaderimiz bize sel suları gönderiyorsa setler koyarak onları geri püskürtmeliyiz demiş Machiavelli. Zaten bu düşüncesiyle o zamanlara hakim olan kaderci düşünceye karşı çıkmış, siyasetin kader olmadığını, insan tarafından şekillendirilebileceğini söylemiş ve zaten bu yüzden dinsizlikle suçlanmış. Tabi bütün bunları söylemesinin tek sebebi dağılmış İtalya’nın yeniden birlik olup güçlü günlere gelmesini sağlamak. Bunlar benim bu kitabı okumadan önce hukuk ve felsefe derslerinden Machiavelli hakkında edinmiş olduğum bilgiler. Açıkçası ben Machiavelli’nin tam olarak yanlış diye nitelendiremem ama üstünkörü anlatıldığını söyleyebilirim sanırım üstünkörü demek daha yerinde olacaktır. Machiavelli, hep bize ‘’Siyasette her yol mübahtır’’ deyişi hatırlatılarak zalim bir karakter gibi anlatıldı. Fakat ben kitabı okuduktan sonra aslında en azından çok yanlış anladığımı fark ettim. Machiavelli, bu kitapta söylediği her cümlenin, kelimesi kelimesine altını doldurmuş tarihten örnekler vererek açıklamış. Bana oldukça mantıklı gelmiş olmakla birlikte Sun Zi’nin Savaş Sanatı’na benzettim. Öncelikle Machiavelli şunu sorgulamış, iyi özelliklere sahip görünmenin bir anlamı var mıdır? Ve şu şekilde cevaplamış kitaptaki ünlü sözlerinden birini dolaylı bir biçimde anlatacak olursam her hükümdar iyi ya da kötü özellikleriyle tanınır. Cimri, cömert; merhametli,zalim; dürüst, yalancı... Ama diyor ki burada sayılan iyi özelliklerin bir araya toplanması insan doğasına aykırıdır. Bu durumda nasıl olmaları gerektiklerine değil, nasıl görünmeleri gerektiklerine dikkat etmelilerdir zaten bazen iyi davranışlar kötü görünür bazense kötü davranışlar iyi görünür bazen zalimlik kahramanca, merhametli olmak da korkakça görünür. Yani hükümdarlar ihtiyatlı davranmalılar ne zaman nasıl gözükeceklerini iyi seçmeliler. Bunun yanında hükümdarların iki tehlikesi olduğunu söylüyor dış tehlike ve iç tehlike olmak üzere eğer halkının güvenini kazanıp aynı zamanda otoriteye sağlarsa iç tehlikeyi bertaraf etmiş olup savaşlarda ve fetihlerde ise halkın desteğini gücünü arkasına alarak dış tehlikeyi de bertaraf etmiş olur. Diyor ki Machiavelli, eğer halkına güvenmiyorsa bir prens o zaman kaleler inşa etmeli sınırlara, halkına güveniyorsa kalelere gerek yok, kaleler düşmandan korunmak için değil halktan korunmak içindir. Bir de hepimizin az çok bildiğiniz aslan ve tilki doğasına sahip olunması meselesini de şu şekilde açıklıyor: Savaşmada iki yol vardır: kurallara uyarak savaşmak, zora başvurmak. Kurallara uymak her zaman yeterli olmaz zor kullanmak gerekir zor kullanmak ise hayvanlara özgü bir yoldur o halde insan hayvan doğasını kullanmalıdır? İşte burada aslan ve tilkiyi öne sürüyor. Aslan kendini tuzaklardan koruyamaz çünkü tilki gibi kurnaz değildir, tilki ise kendini düşmanlarından koruyamaz aslan gibi güçlü değildir yani prens hem aslan gibi güçlü hem de tilki gibi kurnaz olmalıdır. Bu durumda geriye kalan tek yapılacak şey ne zaman aslan, ne zaman tilki olunacağını bilmektir. Bunu yaparken de manipülasyonu ön plana çıkarmış, yani yine görünenin ön planda olması gerektiğinin altını çizmiş. Bütün bunların ancak zeki bir prens tarafından yapılabileceğini söylemiş. Açıkçası ben Machiavelli’nin anlattıklarını fazlasıyla akla yatkın buldum. Zaten Machiavelli’nin kitapta verdiği örnekler bir yana tarihte de fetihlerin kahramanca, barışların korkakça nitelendirdiğini görmedik mi? Kitabı oldukça güzel buldum anlatım çok iyi Roma’dan Fransa’dan oradaki hükümdarlardan, İskender’den örnekler verilmiş. İlginiz varsa kesinlikle okuyun derim. Okurken bırakın tarihi insan ilişkilerinizden bile pay çıkartabiliyorsunuz. Okuyacak olan herkese iyi okumalar diliyorum. İncelemeyi Machiavelli’nin de bitirirken kullandığı aslında amacını özetleyici olan kitabın sonundaki dörtlükte bitirmek istiyorum. Erdem öfkeye karşı Silahlanacak ve kısa sürecek savaş Çünkü eski cesaret Ölmedi henüz İtalyanların yüreğinde
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Can Yayınları · 201814.8k okunma
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.