Bir yönüyle çevre korumacılığının yeryüzünde ya şayan herkes için kabul edilebilir tezleri var. Hiçkimse kirlenmiş bir çevrede, canlıların günden güne zarar gör düğü bir ortamda yaşamak istemez. Nesli tükenen hay vanların, üreme imkanları daralan bitki türlerinin ko runması için birşeyler yapılmalıdır. Yerkürenin çölleş mesi ve böylece insanın hepten tehlikeye düşeceği bir ço raklığın istilası önlenmelidir. Buraya kadar iyi. İyi ama çevre kirliliğinin, canlıların bozulma ve tükenmelerinin, insanın tehlikeye düşmesinin tek sebebi var: O da bu günkü dünya sisteminin çalışma tarzı, işleyiş biçimi. Oy sa çevreyi bütün canlılar için elverişli tutmanın yolu, yöntemi nedir sorusununun cevabını bulmada çevre ko rumacılığının herkes tarafından kabul görebilir bir prog ramı yok. Çevre koruma hareketi insanlar için yeni bir toplum örgütlenmesi öngörmekten çok uzak. Bu güne kadar verdiği işaretlere bakarak söyleyebiliriz ki çevre ciler hedeflerine mevcut siyasi, sosyal, ekonomik kuru luş ve işleyiş tarzının bünyesini korumak suretiyle ulaş mak istiyor. Devletlerin idari yapılarında çevre mesele siyle ilgilenen birimler şimdiden var ve böyle birimleri ihdas etmekle hiçbir devlet diğer fonksiyonlarında aksa ma doğacağı telaşına düşmüyor. Çünkü çevre korumacı lığı birşeyleri değiştirmek için değil, bir şeyleri sağlam lıştırmak için sistemin beyni tarafından icad edilmiş bir düşüncedir. Çünkü çevreciliğin zihnî formasyonu sadece status quo içinde anlam ifade edecek kadar dar. Dünya sisteminin beyni olarak çalışan insanlar çevre korumacı lığı düşüncesini yer yüzünde karşılaştığımız zorlukların dünyada vukubulacak köklü ve esaslı bir değişiklik aka binde giderilebileceği görüşünü zayıflatmak için ortaya atmışlardır. Yani çevre korumacılığı tezi bazı meselele rin çözümünü sağlamak amacıyla doğmuş bir tez değil, o meseleleri bahane ederek sistemi tehlikeden kurtarmak amacıyla devreye sokulmuş oyalayıcı bir tezdir. Bu yö nüyle sistemin gayri şahsi bir mekanik işleyişi olmadığı nın ve sistemin beyin olduğunun belirgin bir göstergesi dir.