Gönderi

Taşımalı eğitim dedikleri kepazeliğin hangi akla hizmetle icat edildiğini de bilmiyorum zaten; çocuğun gideceği mektep bilhassa oyun oynadığı sokağın öteki ucunda olmalı, öyle değil mi? Çocuk da böylece mektebine hatıralarının sıcak titreşimleri arasından geçerek gitmeli. Sonra, her daim mektepten kaçma imkanı olmalı çocuğun, hiç kullanmasa bile, bir eliyle kalem tutarken öteki eliyle bu imkana ara sıra şöyle bir dokunmalı; aksi takdirde fena halde nefesle bakar, öyle değil mi? Şimdi ne yapıyorlar peki, maşallah, minibüs denen metal bir pakete doldurup betondan oluşmuş başka bir paketin içine pat diye bırakıveriyorlar çocukları. O zavallıcıklar da gün boyu mektebin camlarından hatıralarında yer almamış, yabancı sokaklara bakıyorlar. Kenilerini muzip fısıltılarla geri çağırmayan, dilsiz sokaklara...
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.