Bir öğretmen ordusu lâzım
Nasılsa gâib edip kâmilen muhârebeyi,
Esâret altına girmişti bir büyük millet.
Zevi´l-ukûl arasından seçilme bir hey´et
Düşündü: Milleti i´lâya çâre hangisidir
Döküldü ortaya ârâ-yı encümen bir bir.
Siyâseten kimi kurtarmak istemiş kalanı;
Demiş ki dîğeri: Asker halâs eder vatanı;
O der: "Donanmaya vardır bugün eşedd-i lüzûm;
Bu der."Hayır, daha elzemdir ibtisâb-ı lüzûm;"
Kiminde san´ata rağbet, kiminde nakde heves;
Hülâsa, her kafadan başka başka çıkmış ses.
Bir ihtiyar yalınız dinleyip bidâyette;
"Mahalle mektebi lâzım!" demiş, nihâyette.
Zavallının sözü pek anlaşılmamış ilkin;
"Bunak!" diyen bile olmuş düşünmeden; lâkin,
Herif, bu söz ne demektir, güzelce şerh etmiş;
Deminki lâfları pek vâkıfâne cerh etmiş.
Sonunda: "Kuvvetimiz, şüphesiz, ilerlemeli;
Fakat düşünmeli herşeyde önceden temeli.
Teammüm etmesi lâzım ma´ârifin mutlak.´
Okur yazarsa ahâli, ne var yapılmıyacak
Donanma, ordu birer ihtiyâc-ı mübrimdir,
O ihtiyâcı, fakat, öğreten "muallim" dir!"
Deyip karârını vermiş ki, aynen icrâya,
Konunca ortaya çıkmış, bugünkü Almanya.
"Sedan "da orduyu teslîm eden Fransızlar,
-Ki her zaman o vukûatı yâd edip sızlar-
Ne der, bilir misiniz Hem de öyledir inanın:
"Muallem ordusudur harbeden Prusya´lının:
Muallim ordusu, lâkin, asıl muzaffer olan!"
Bu sözden almalıdır, hiç değilse, ibret alan
Mehmet Akif Ersoy