Gönderi

Bu yolda, Türkistanlı Türk münevverleri, Türkiye ay­dınlarından daha vefakâr ve daha haysiyetli olmalı ki, Enver Paşa hazretlerinin şehadetinin üzerinden on yıl geçmeden bu eseri kaleme almışlar. Eser, ilk ve son defa Berlin’de 1935’te Almanca olarak yayımlanmıştır ki, o dönem aynı za­manda Türkiye’de Turancılığın sıkı sıkıya yasaklandığı ve Turan coğrafyasından gelen Muhacir aydınlara kapıların ka­pandığı bir dönemdir. Bu yolda Şevket Süreyya’nın eserini son derece tarafgir olduğundan tabii olarak değerlendirme dışı tutmak zorundayız. Çünkü, Şevket Süreyya, bir şekilde Azerbaycan’da katıldığı “Turan Orduları”ndaki askerliğin­den nedamet duyarak önce Moskova nezdinde “komünist” olmuş, daha sonra Mustafa Kemal’le anlaşma yolunu tercih ederek, bütün komünist arkadaşlarının listesini vererek yol­daşlarına da, partiye de ihanet etmiştir. Burada ne yazık ki, pişmanlığını bir özeleştiriyle yapması gerekirken, ne hikmetse Enver Paşa’ya ve “Turancı­lığa” karşı yapmıştır. Nasıl olsa, Enver Paşa şehit olmuştur ve mezardakiler kıyamete kadar konuşmayacaklardır diye mi düşünmüştür bilinmez...
·
1 görüntüleme
yokavar