Gönderi

Üdebânız hele gâyetle bayağ mahlûkat... Halkı irşâd edecek öyle mi bunlar? Heyhât! Kimi Garb'ın yalınız fuhşuna hasbî simsar; Kimi, Îran malı der, köhne alır, hurda satar! Eski dîvanlarınız dopdolu oğlanla şarab; Biradan, fâhişeden başka nedir şi'r-i şebab? Serserî: Hiç birinin mesleği yok, meşrebi yok; Feylesof hepsi; fakat pek çoğunun mektebi yok! Şimdi Allah'a söver... Sonra biraz bol para ver: Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder! O benim ebedî hasmım olan Rusya bile, Hakkı teslîm edelim! Hiç de değildir böyle. Mütefenninleri tâ keşfe kadar tırmanıyor; Edebiyyâtı anıldıkça zemin çalkalanıyor. Kudretim yetse eğer, on yedisinden yukarı, Üdebâ nâmına kim varsa, huduttan dışarı Atarım taktırarak boynuna bah-nâmesini; Okuyan yaftayı elbette çıkarmaz sesini. Sonra bir tarz-ı telâfî bulurum: -gerçi garib- Konturat akdederek Rusya'dan on onbeş edib, Getirir, yazdırırım millet için birçok eser!
Sayfa 150 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
··
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.