“Ben toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olamayan tek tutamağı arıyorum : gerçek sevgiyi.. Bir kadın.. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlikte düşünen, duyan seven bir kadın…” Bir arayış içinde olan, metropolde kalabalıklar içinde yaşadığı yalnızlığı vurgulayan bir ana karakter.
Yabancılaşmanın işlendiği, Yusuf Atılgan'ın Albert Camu'dan esinlendiği bu kitabı okurken, insanın metropol içindeki yalnızlığını ve toplum kurallarına ister istemez boyun eğişini görüyoruz. Ana karakterin çocukluk anılarının aralara serpiştirilmiş olması, bugünkü kişiliğini ve davranışlarını anlamamıza sebep oluyor. Freud'tan da izler taşıyan eserde, 60'lı yılların başında yazılan eserdeki sorunları günümüzde de görmeye devam ediyoruz.