Gönderi

"Gece bembeyaz ve birazdan kalemle buluşacak birkaç sayfa elimde, hüzün pencerede göz yaşına hazır, sen hüzüne hazırsın, halin birbirine kavuşamayan yıldızlara benzer , vuslat uzak aydınlığa , bir yanık kokusu , az evvel yaktığın kâğıtları söndürüyorsun gözlerinle , ve tanıdık bir ses gerek diyorsun, beni anlayan... Bakıyorsun öylece, ne ses var ne tanıdık ne bir kulak şahit olduklarını dinleyecek. Kalem gözlerini kısıp sana bakıyor. Anlatmıyorsun, anladığın kadarını kâğıtlara yazıyor. Yağmur mu o , evet yağmur. Gerçi bize her gün yağmur... Yanlış topraklara ekilmiş bir çınarın köklerinin iki şansı vardı. Ya kökleri sızlaya sızlaya ,kanaya kanaya o yanlış topraklara alışacak ya da o toprakları değiştirip tertemiz çınar toprağı yapacak. O kadar acı bekliyor ki çınarı , eğer Allah olmasa o çınara yazık olurdu. Biliyorum ki köklerimde ki acılar da , dallarımdaki sızlamalarda hepsine Allah şahit. Bir gün gelecek , güzel topraklar da bulutlara değecek kadar büyüyeceğim ve küçük çocukların gövdeme sarılmasına izin vereceğim..."
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.