Yazık o millete ki inançlarla dopdolu ama dinden yana bomboştur.
Yazık o millete ki giydiği kumaşı kendi dokumaz, hasat etmez yediği ekmeğin buğdayını ve içtiği şarap kendi testisinden akmaz.
Yazık o millete ki zorbayı alkışlar kahraman diye ve şatafatı işgalcinin cömertliği sayar.
Yazık o millete ki rüyasında küçümsediği tutkuya uyanıkken eğer boynunu.
Yazık o millete ki bir cenaze alayında yürürken sesini yükseltmez, yıkıntılar içindeyken dahi övünür ve ensesi kılıçla kütük arasına sıkışmışken bile isyan etmez.
Yazık o millete ki devlet adamı tilki, düşünürü hokkabaz, sanatı yamama ve taklitten ibaret.
Yazık o millete ki bandolarla karşılar yeni yöneticiyi ve yuhalarla uğurlar yine bandolarla karşılamak için daha yenisini.
Yazık o millete ki bilgeleri yıllardır sus pus ve güçlüleri ninni dinlemekte henüz.
Yazık o millete ki parça bölük olmuş ve her parçası kendini bir millet sanmakta.