Gönderi

Sonun son olduğunu bilince insan telaşlanıyor hâliyle; ya boğazına yumruk iriliğinde kaskatı bir şey düğümleniyor da dut yemiş bülbül gibi susup kalıyor, ya da bencileyin çenesi düşüyor. Çenesi düşünce, volkan olup aniden püskürmek ve her şeyi bir çırpıda anlatmak istiyor tabii. Hâlbuki her şey dediğimiz şey ne kadar dağınık bir şeydir öyle değil mi; onu dile getirmek şöyle dursun, tastamam hayal etmek bile imkânsızdır. Her şey, Allah'ın uçsuz bucaksızlığına eşit bir uçsuz bucaksızlıktır bana kalırsa; içinde bilemediğimiz ve hiç bilemeyeceğimiz, göremediğimiz ve hiç göremeyeceğimiz şeyler de vardır. Biz onun, zihnimizin hem içine hem dışına saçılan genişliğini ve dağınıklığını düşünmeden, âdeta bir şey deyip geçiveriyoruz işte.
Sayfa 32 - EverestKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Elif