Düşünebilen bir canlı olarak yaratıcılık potansiyelimizi nasıl kullanacağımız tümüyle bizim seçimlerimize bağlıdır. Kendimizi ya doğada kendiliğinden bulunmayan müzik, yemek, şiir, şarkı, dans, dostluk ve aşkla sevişme gibi doğrudan edimler içerisinden ya da emir vererek, yasa kaleme alarak, marş besteleyerek, sınır çizerek, kale yaparak, şehit olmayı yücelten kutsal kitaplar yazarak, düşman edinerek, terbiye ve gramer kuralları tasarlayarak; kerhane, üniversite, parti, tapınak, devlet gibi “adına konuşan” temsili mekanizmalar kurarak oluştururuz.