Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kaybedecek bir şeyin yoksa daha da cesur olursun...
"Eeee, Resul Ağa efendimiz, senin gibi bir ağa efendi tekmil Toros ülkesinde, Binboğalarda, güneşi çok Anadoluda, bütün Çukurovada yok. Eeee, beni tutsak kılıp da işkence yaptıklarının hesabını nasıl vermek istersin?" Yanındaki çinke taşa bir de kurşun sıktı. Taşın kırıkları Resula değdi, Resul sıçradı ama, bu sefer yere yığılmadı. Mustana doğru birkaç adım attı, durdu. Yalım gibi gözlerini kırpmadan Mustanın gözlerinin içine dikti. Gözleri ışıl ışıl yanıyordu. Mustan şaşırdı, ürktü, korktu. Kendisini hemen toparlayamadı. Ölü birden dirilmiş, canlanmış gibiydi. Neden sonra kendini toparlayan Mustan yürekten bir kızgınlıkla bağırdı: "Söyle ulan, bana hakaretlerini, işkencelerini nasıl ödeyeceksin?" "Senin gibi yalvararak, ayak öperek değil... Ödesem ödesem ölerek öderim," dedi, sert tok, bütün sonucu şimdiden kabullenmiş. Mustanın öfkesi birden geçti. Şaşkınlığı daha da büyüdü. Bunu hiç beklemiyordu. Daha önce; böyle böyle olacak, Resul bunu söyleyecek deseler ona düş gibi gelirdi.
Sayfa 144 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.