Gönderi

390 syf.
2/10 puan verdi
Güvenilmez, kararsız, dengesiz, mutsuz, huysuz, güçsüz, bencil, mızmız, korkak, manipülatif, sözü çok eylemi yok, mektup şövalyesi ve yaşam enerjisi yoksunu beceriksiz bir sahte aşık. Meşhur zatın yazdıkları ile gerçek yaşamından yaptığım çıkarımların sonucuna göre Kafka, gönül ilişkileri açısından, tam da böyle bir adamdır. Dava ve Şato kitaplarını önceden almıştım, onları ayrıca okuyacağım ama mektupları tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Kuvvetle muhtemel yorumlara ve medyadaki “Kafkaesk” hayranlığa güvendiğim için. Aşk bu mudur? Hayır, değildir sayın Kazanova. Bu konuda çok açıklama yapmayacağım, ancak fikirlerimin tezahürü niteliğindeki Gülüm DAĞLI’nın “Aşkta mükemmel başarısızlık: Kafka ve kadınları” isimli makalesini okuyabilirsiniz. Yine bu makalede bahsedilen “Ebedi Nişanlı Kafka” da fikirlerimle paralel doğrultuda. Hadi romantizmi bir yana bırakalım ve azıcık empati kuralım. Böyle bir adamı aşk hayatınızda ister miydiniz? Kendiniz de ona benzemediğiniz veya mazoşizme meyliniz olmadığı sürece cevap büyük olasılıkla hayır olacaktır. En azından benim açımdan öyle. Evet, yetenek biz kadınları çok etkileyen bir şey (Kafka da yetenekli bir adam) ama bu, bir bardak süt içmek için koskoca ineği evde beslemek gibi bir şey. Bazı şeylerin sadece hayali güzel diye boşa dememişler. Bu serzenişlerimden sonra, kitaptan üstünkörü bahsetmek istiyorum. Kitap mektuplardan oluşuyor, başlığından da anlaşıldığı üzere. Ama sadece Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplar var. Son sayfalarda ayriyeten Milena’nın Tribuna dergisinde yayımlanmış yazılarından birkaçı, Kafka’yı anma yazısı ve Kafka’nın yakın arkadaşı Max Brod’a yazdığı mektuplar yer alıyor. Yine son sayfalara, mektuplarda anlatılan olayları takip edebilmeniz ve anlamlandırabilmeniz açısından (en azından Kafka’nın hayatını tam olarak bilmeyenler için) bir zaman ve olay listesi konulmuş. Kitabın basım şeklini, dipnotlarını ve bu küçük ayrıntıları beğenmekle birlikte, kolay bir okuma deneyimi olmadı benim için. Bir kere Milena tarafından yazılan mektupların olmaması başlı başına olayları açıkta bırakıyor ve boşlukları kendi kişisel tahminlerinizle dolduruyorsunuz. Yazarın sürekli değişen ama pek de iyi yönde olmayan ruh hali de metinleri anlamayı biraz zorlaştırıyor fikrimce. Sonuç olarak, tatmin edicilikten uzak bir okuma deneyimiydi. Aşkı ya da sevgiyi kesinlikle hissedemedim. Ama bunun dışında yazarın korkaklığını, acizliğini, bencilliğini, hayata ayak uyduramayışını net bir şekilde anladım. Tercihleri benim gibi olan okuyuculara tavsiye etmiyorum. Okumayı düşünenlere bol şans.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202355.1k okunma
··
28 views
Minimal Okur okurunun profil resmi
nedense bu adamın aşk anlayışına hep bir ön yargım vardı. bu kitaba da bu yüzden hiç başlayamamıştım. incelemen bu ön yargıyı tamamen kafama yerleştirdi. :)
Portakal Çiçeği okurunun profil resmi
Cansu hanım, herkesin kendi zevkidir elbette ama inanın az bile söyledim. Anlaşılan siz de benim gibi düşünüyorsunuz, zamanınızı israf etmenize engel olabildiysem ne mutlu bana :) Hele bir de incelemedeki makaleyi okuyabilirseniz, orada aslında bu mektuplaşmaların sadece Milena'ya özgü olmadığını, önceden de birçok kadınla bu şekilde "ilişki yaşamayı" tercih ettiğini anlayabilirsiniz. Belki Milena'nın tek farkı Kafka'ya güvenip de kocasını terk etmemesi ve bir şekilde Kafka için elde edilemeyen kadın olması. Ayrıca Milena ile yazışmaya başlarken de nişanlıymış. Harika bir aşık kendisi. Ne desem az inanın :)))
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.