Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nihilizmin, adeta bir varlık ve değer çoğalması olarak tecrübe edildiği çağımızda, televizyon ve sinemanın devrim niteligindeki zuhuruyla birlikte, simülasyon dünyasına maruz kalan belleklerin, etkileme-etkilenme diyalektiğinin bir parçası hâline gelmek suretiyle, varlık ve değerlerini bir yandan parçalayıp diğer yandan da çoğaltmaya başladıkları söylenebilir. İnsan, soğutulmak suretiyle içine çekildiği simülasyon dünyasında, eşzamanlı olarak herkes olabildiği gibi aynı zamanda hiç kimsedir de. Her değere eşit mesafede konumlanmış varlığıyla insan, kitle içerisinde anonim bir kendilik hâlini almış ve gri alana çekilivermiştir tüm varlığıyla. Varoluşsal hiçbir bedel ödemeden elde ettiği hazları, acıları, aşkları, hüzünleri ve daha envai türden duyguları vardır simülasyon içinde insanın. Birbirinden bütünüyle farklı duyguları fasılasız bir biçimde yaşayabilmenin imkânı ise yalnızca gerekli maddi karşılığın ödenmesinden geçmektedir. Tam da istediği her şeye sahip olduğunu, her şeyi anlayıp hakikati elde ettiğini düşündüğü an, yitirivermiştir varlık ve değerlerini insan. Ziyadesiyle etkili görüntü ve duyguya öylesine maruz kalmıştır ki insan; duygularını ve varlığına yabancılaştıgı yerde, nihayetinde varlık ve değerlerine olan inancını da yitirivermiştir.
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.