Gönderi

Batı Avrupa’da Kopernik’le başlayân kozmolojik devrim, insanı, evrenin merkezi/efendisi konumundan indirip herhangi bir galakside yaşayan sıradan bir varlığa dönüştürmüş, Darwin’le başlayan biyolojik devrim, insanı, dünyanın efendisi konumundan indirip olağan bir canlıya çevirmiş, Freud aldın arkasındaki akıl dışının krallığına işaret ederek insanın kendisinin bile efendisi olamayacagını iddia etmiş, çağdaş sinirbilim (neuro-science) alanındaki gelişmeler, insanın varlığının diğer doğa olaylarının karmaşık bir uzanımı olduğunu ima etmiştir. Modernleşme süreci ve Aydınlanma sonrası bilimde meydana gelen büyük atılımlar, insanın ayrıcalığı, biricikliği ve üstünlüğü fikirlerini sarsmıştır. İnsanlık tarihi içinde görece kısa bir zamana sıkışan tüm bu devrimsel nitelikteki dönüşümler, insanoğlu için hazmı ve uyumlanması zor süreçlerdir. Zira evren ve insan tasavvurlarındaki fiziksel değişim, metafizik değişimi de beraberinde getirmekte, eski metafiziğin yıkılışı ciddi bir narsistik zedelenmeye yol açmaktadır.
·
5 görüntüleme
ramazan şahin