Gönderi

310 syf.
9/10 puan verdi
Adı gibi davranışlarımızın altında yatan etkenleri irdeleyen kitap bölüm bölüm bu konuyu çeşitli yönlerden bize sunuyor. Evrimsel süreçten başlayarak, insanın bilinçli, içgüdüsel, bireysel veya toplumsal davranışlarını özellikle sinir sistemi üzerinden anlamlandırmaya çalışıyor. --İnsan evrimleşirken çeşitli değişimler ve dönüşümler geçirdi. Bu dönüşümler ile insanoğlu daha kompleks davranışlar sergilemeye başladı. Özellikle uzuvların kullanılmaya başlamasıyla sinir sistemi gelişmeye, merkezileşmeye ve kompleks bir yapıya dönüştü. Yazara göre bu gelişimlerin en büyük etkenleri çevresel etkenlerdir. Yaşam koşulları ve diğer çevresel etkenler uzuvlarımızın değişimi konusunda etkili oldu; sinir sistemimiz daha karmaşıklaşmaya zorlandı; beynimiz büyüyerek bu karmaşık yapının yönetimi için yeterli hale gelmeye çalıştı. Böylece sonsuz sayıda davranış şeklimiz oluşmaya başladı. --Sinir sistemi evrimsel süreç boyunca dış etkenlerin koşullamasıyla gelişim gösterdi. Tek hücreli canlılarda belli bir sinir sistemi bulunmuyorken(Basit canlılarda çoğunlukla şartsız refleksler mevcuttur.) gelişmiş canlılarda gelişmiş bir sinir sistemi mevcuttur. En küçük sinir birimine nöron denir. Nöronların bir araya gelmesi sinir hücrelerini oluşturur. Bu hücrelerin bir araya gelmesiyle merkezi sinir sistemi olan beyin oluşur. Dış etkenlerin etkisiyle uyarılar beyinde anlam kazanır böylece beynin verdiği cevaplarla davranışlarımız meydana gelir. Sinir sistemimizin ilk davranış şekli çevrenin koşullanması iç güdülerimizdir. İç güdülerimiz sinir sistemimizin limbik bölgesini ilgilendirir. İç güdülerden sorumlu limbik bölge ile ilgili yapılan deneylerde; dışarıdan yapılan uyarılarla hayvanlar ve insanlar aynı şekilde koşullandırılabilmişlerdir. İçgüdülerimiz hayvani yönümüzü temsil eder ve sadece dürtü ile ihtiyaçlarımızı kapsar.Bizi insan yapan beyin kabuğudur. Hayallerimiz beyin kabuğu ile mümkündür. İç güdülerimiz ise sinir sisteminin koşulladığı ilk şartlı yönelimlerimizdir. --Davranışlarımızın irdelenmeye devam edildiği bu bölümde ise maymunlardan hareket edilir. Maymunların grup içindeki davranışları, koşullara verdikleri tepkiler, beslenme şekilleri, cinsel yaşamları, savunma sistemleri vb. biz insanlarla mukayese edilir ve çok yakın veriler elde edildiği belirtilir. Örneğin İMO adında bir maymunun arkadaşlarına beslenmeyle ilgili pratik yollar öğrettiği; ya da yeni doğan bebeğin yaşlılar tarafından mutluluk ile karşılandığı ve anneyi tebrik ettikleri gibi örnekler mevcut. Maymunlarda iletişim insan kadar olmasa da kompleks bir yapıya sahip. Örneğin mimik ile ve ses ile iletişim şekilleri karmaşık bir yapıya sahip. Tabi bu iletişim, beslenme, savunma, cinsellik gibi edimleri doğal ortamında yaşayan maymunlar için daha geçerli. Çünkü doğal ortamında yaşamayan canlının koşullanması farklı olacağından türdeşleri gibi davranışlar sergileyemez. Daha önceden de belirtildiği gibi dış etmenler asıl belirleyicilerdir. --Oluşan davranışların süreklilik kazanması içinse bunların bir yerlerde kaydedilmesi ve nesilden nesilde aktarılması gerekir. Bu bölümde yazar, belleği DNA ve RNA ile irdelemiş. DNA ve RNA nın yapısı hakkında bilgi vermiş. Bellek için önce öğrenmek gerekir sonrasında bu öğrenilen depolanır. İçgüdülerimizin, davranışlarımızın binlerce yıldan bu zamana gelmesinin en büyük etkeni bellektir. Böylece kazanılan her türlü davranış sonraki nesile aktarılarak evrimsel düzey arttırılır. İnsanlaşma sürecinde kalıtsal mekanizma daha karmaşık hale gelir ve depolanan bilgi çok daha fazla artar. Ayrıca yazar çeşitli deneylerin sonucunu irdeleyerek belleği anlamaya çalışmış. Örneğin kurtçuklarla yapılan deneylerde belleğin nesilden nesilde aktarıldığı tespit edilmiştir. Diğer bir bellek ise bağışıklık sistemdir. Bu bellek otonom bellektir. Bizden bağımsız hareket eder. Kısacası bellek davranışlarımızın sürekliliği için olmazsa olmazdır. --Bu bölümde biyolojik ritmimizden bahsedilir. Biyolojik saatimizin hangi koşullarda şekillendiği ve hangi koşullarda değişime uğrayıp uğramayacağını anlatmaya çalışır. Yazara göre basit canlılardan insana gelindikçe çevresel etkilere direnç artar ve biyolojik mekanizma çevreye daha dirençli olur. Basit canlılarda ise özellikle ışık biyolojik mekanizmalardan etkilidir. Örneğin bitkilerin yaşamının büyük çoğunluğu ışık sayesinde devam eder. Biyolojik düzen için öncelikle çevreyle olan etkileşim sonucu uyum yani denge sağlanmalıdır. Uyum sağlandıktan sonra biyolojik bir düzenden söz edebiliriz. Bu bölümde ayrıca uyku ve uyanıklık irdelenmiş. Uykunun evreleri ve bu evrelerde ne gibi olayların geliştiği açıklanıyor. Yazara göre uyanıklık, duyularımız tarafından koşullanır. Eylemlerimiz üzerinde hakimiyet kurabiliriz. Uyku durumunda ise bunun tam tersi mevcuttur. Ancak uykunun paradoks evresinde uyanıklığa yakın bir durum söz konusudur. Rüyalarımızı bu evrede görürüz. Bu evre basit canlılarda görülmez. Kuşlardan itibaren vardır. Yavaş uyku evresi ise uyanıklık durumunun sona erme safhasıdır. Bu ise bütün canlılarda mevcuttur. --Son olarak sinir sistemimizin kurduğu denge ve bu dengenin bozulma nedenleriyle sonuçları, bilinç gibi konular iirdeleniyor. Sık sık davranışlarımızın kökeninden bahsedilirken Pawlow'dan yararlanılır. Sinir sistemimizin amacı çevreyle denge kurmaktır. Buna çevreyle uyum denir. Canlılar bunu gerçekleştirmek için refleksler geliştirmiş ve bu refleksler bir araya gelerek karmaşık davranış yapıları oluşturmuştur. Bu karmaşık yapının dengesi için iki kısım etkilidir. Biri uyarım kısmı diğeri de inhibisyon kısmı.. Bilindiği üzere gelen uyarı beyinde şekillenir ve uyarı eylem olarak çevreye yansır. Bu uyarı inhibisyon ile dengelenir. Sinir sistemi çeşitli nedenlerle yıpranmış canlılarda bu denge bozulur ve nevrotik, psikoz gibi davranışsal bozukluklar gözlenir. Yazara göre sinir sistemimiz sabit bir yapıda değildir. Çevresel, kültürel, tarihsel bütün etkenler sinir sisteminin şekillenmesinde ve sağlığında önemli yere sahiptir. Ve! Kitap güzel bir Nazım dizesiyle son buluyor. İyi okumalar.
Davranışlarımızın Kökeni
Davranışlarımızın KökeniSerol Teber · Say Yayınları · 2009134 okunma
·
316 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.