Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabı nasıl anlatacağımı, hangi noktadan ele alacağımı bilmiyorum. Nitekim anlatması da okuması kadar zor bir kitap diye düşünüyorum Woolf'ün bu eseri için. Daha önce hiç Woolf okumayanlar bu eserinden başlamamalılar, nacizâne önerim "Kendine Ait Bir Oda" eserini okuyabilirler yazar ile tanışmak için.. Sahil şehirlerinde yaşayanlar bilirler gün batmaya yakın denizde ki dalgalar şiddetlenir ve kayaya çarpan dalgaların sesi ahenkli bir müzikale dönüşür. Bu kitabı her elime aldığımda Izmir'de o sahil kasabasında okuyormuş gibi hissettim bu sebeple kitap ruhâniyetim ile bütünleşti diyebilirim. Altını çizdiğim o kadar satıra rağmen, kaçırdığım binlerce satır olduğuna eminim bu kitapta. Virginia Woolf bu kitabını oyun & şiir, düzyazı karışımı bir konseptte.. O kadar dolu dolu bir kitaptı, o kadar "Beni oku, her satırımı, tüm dikkatinle, üstünden geçe geçe oku" diyen bir kitaptı ki. Bir satırı okurken dikkatinizi veremezseniz, bir sonraki paragrafta dizinin başını kaçırmışsınız da ne oldu ne bitti anlamaya çalışıyor gibi oluyorsunuz. Yazar her karakterin uzun monologlarına yer veriyor ve her bir karakter konuşmaya başladığında yeni bir paragrafa geçiyor, bize hangi karakterin sözü aldığını söylüyor. Diyalog diyemiyorum çünkü ortada ikili bir iletişim gerçekten de yok. Bir araya geldiklerine şahit oluyoruz, birinin ağzından diğerleri hakkındaki görüşlerini, iç dünyasını dinliyoruz ve bu farklı bakış açıları, kitaptaki karakterler arasında sürekli elden ele dönüyor. Eleştirilerde sıklıkla gördüğüm, bu karakterlerden 6'sının bir bilinci ifade ettiği, Percival karakterinin ise tüm bu karakterleri bağlayan, bir algı, başka bir bilinç olduğu yönündeydi. Kitapta her bölüm başında, oyunlarda olan betimlemeler gibi, italik yazıyla yazılmış birkaç sayfa mevcut. "Güneş daha doğmamıştı." diye başlayıp "Dalgalar kıyıda kırılda." diye biten bir kitaptan bahsediyoruz burada. Yazar, kitapta ilk betimlemesinde günün doğumuyla başlıyor ve karakterlerin de her bölümde yaş adlığını okuyoruz. Günün ilerleyen saatleriyle, insan hayatı belli bir doğrultuda ilerliyor sanki ve spoiler olacağını düşündüğüm bir nokta değil ama, okurken dikkatinizden kaçmamasını dilediğim için yazıyorum. Percival'ın ölümüyle, Bernard'ın bebeğinin doğuşu, güneşin o süre zarfında en yukarıdaki konumundan batmaya başlaması. Mükemmel bir ahenk, mükemmel bir ritim var bu kitapta. İsminin hakkını o kadar veriyor ki. İşte hayatımız tam olarak böyle değil mi, dalgalar gibi, bir ileri bir geri, belli bir süreçte ve her bir günün doğup batması gibi üstümüzde. Harikulade bir düzen. Kitabı kapattığımda yazar hakkında "Ne kadar naif bir ruh," diye düşündüm tekrar. Kesinlikle bu dünyanın çalkantıları için çok derin, fazlasıyla düşünceli, düşünceleri içinde boğulan bir yazar olduğunu düşünüyorum ve ne yaparsanız yapın elinizi uzatamayacağınız kadar derin bir kuyudaymış gibi sanki. İntiharı da sanki bunu onaylarmış gibi zaten. İyi okumalar efendim..
Dalgalar
DalgalarVirginia Woolf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,096 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.