Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Francis Fukuyama "İslamo-Faşizm"den söz ettiğinde onunla hem fikir olunmalıdır; fakat bir koşulla, faşizm teriminin kesin bir biçimde, "Kapitalizm olmadan kapitalizme" bireyselliğin aşırılığı, sosyal ayrıştırma, değerlerin ilişkilendirilmesi vs. olmaksızın ona sahip olmaya imkansız yeltenişin adı olarak kullanılması koşuluyla. Burada söylenmek istenen, Müslümanlar için seçeneğin sadece İslamo-Faşizm fundamentalizm ya da İslamı modernleştirme ile uyumlu kılabilen ezeliyeti "İslam protestancılığının" süreci olduğudur. O zaman bu, sadece egemen olan Batılı İslam anlayışıdır: "İyi islam" batılı liberal demokrasiye ve global kapitalizme kendini uydurma gücüne sahipken, "kötü" islam ona direnir. Ancak. İslamın kapitalizme direnmesi gerçekten bir çeşit faşizm doğurabilen negatif bir özellik midir? Büyük dinler arasında islamın modernleşmeye karşı en çok direneni olmasına yakınmaktan öte bu direnmenin bir açık olasılık, "kararlaştırılamaz" olarak algılanması gerekir: bu direnme zorunlu olarak islamo-faşizme varmaz, o bir sosyalist proje içerisine de yazılabilir. Çünkü, elbette ki islam günümüz çıkmazına "en kötü" faşist çözümün potansiyellerini taşırken, o "en iyi"ye zemin olarak da çıkabilir. Liberal Batı ve fundamentalist İslam arasındaki kavga üzerine Batılı odak noktası başka bir açıdan da yanlıştır: O, Hıristiyanlığa içsel, gelişmiş Batı'nın Katolikliği "liberalleştirme" eğilimi (Kiliseye demokrasiyi sunma, kürtaj ve homoseksüelliğe ve kadın papazlara da izin verme vs.), ve daha "fundamentalist", kürtaj, seksten kaçınma ve Batılı liberal Katolikler için değerli diğer konularda muhafazakar olan fakat aynı zamanda sosyal hayata daha aktif ilişkilenen (fakir ve evsiz mültecilere yardım örgütlenmesi ve yerel diktatörlerle mücadele), ve de İncil'in bire bir yorumuna çok daha yatkın olan, Katolikliği kötü şeytan ve büyücülere karşı mücadele ile birleştiren, farklı bir Üçüncü Dünya Katolikliği'nin son on yılda inanılmaz yükselişi arasındaki belki de daha radikal olan diğer bir kavganın üstünü örter. Böylece, 'medeniyetlerin savaşı'na dair sahte-entelektüel gevezelikler yerine, -Müslüman ve Hıristiyan dinsel zemindeki- bizlerin yapması gereken, dikkati başka bir nokta üzerine çekmektir: Topluluklarımızın hepsini çürüten ve karşısında mücadele etmeye gerçekten değer tek düşmana, Global kapitalizmin kendisinin antagonistik karakteri üzerine. Slavoj Zizek
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.