Gönderi

Bürokrasiyle savaşmış, cumhuriyet kültürünün yıkılmaz kalesi bürokrasinin gücünü azaltmıştı. Türkiye, atanmışların güdümünden kurtuluyordu artık. Ama seçilmişlerden oluşan Meclis’in yetkilerini devre dışı bırakmak bir yana, en kilit bürokratik görevlerin atayıcılığını tek elde, kendi elinde toplayan Özal değil miydi? Atanmış polislerin yetkilerini artırdıkça artıran başkası mıydı? Hem atanmışların resmi kalesi bürokrasiyle çelişki, hem seçilmişlerin işlevlerini minimuma indirme. Hem sivil toplumculuk hem sendika düşmanlığı. Hepsinin bir araya gelmesi imkansız. Bir araya getirme çabalarının da anlamı yok zaten. Çünkü Özal ne sivil ne demokrat. İçi boşaltılmış değerlerim tarlasında boy veren tipik bir yeni sağ politikacı, hepsi bu.
Sayfa 21
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.