Gönderi

Fetih, yalnız Sultan Mehmed'in eseridir.
Türkiye tarihinde Türkler için Fâtih’in yeri başkadır. Fâtih, 1452 kışında Edirne’de, 1453’ün 22 Nisan’ında da İstanbul önlerinde topladığı meşveret meclislerinde, girişime karşı çıkanlar önünde tarihî konuşmasında açıkça şunları belirtmiştir: Osmanlı ülkesinin tam ortasında kalan, düzme’leri koruyan ve her zaman Batı’dan haçlı ordularını tahrik eden İstanbul alınmadıkça, devletin bekası tehlikededir. O, 1451’de tahta oturduğu andan bu yana, fethi başarmak için gece gündüz çalışıp her türlü diplomatik, askerî, teknolojik ve idarî önlemi düşünmüş ve almış; 20 Nisan deniz bozgunu fethi tehlikeye düşürdüğü zaman da azim ve kararında sarsılmamıştır. İstanbul fethi ve 500 yıllık imparatorluk, yalnız ve yalnız genç Türk hükümdarının eseridir. Bu tarihî bir gerçektir. Harap bir şehir olarak aldığı Kostantiniyye’yi Fâtih vakıflara dayanan külliye-imaretleriyle muhteşem bir Türk-İslam şehri olarak yeniden inşa etmiştir. Sadece Ayasofya’nın vakıf geliri yılda 14 bin altına yükseliyordu. Fâtih Sultan Mehmed, İstanbul’u fetihle kalmadı.Türk Hakan ve İslâmî Sultan unvanlarından sonra Kayser-i Rum sıfatıyla Tuna ile Fırat arasında, İstanbul ve Boğazlar ekseninde, eski mutlak merkeziyetçi Doğu Roma İmparatorluğu’nu ihyâ etti, Doğu Roma’nın köylü raiyyet statüsünü, vergi kanunlarını Raiyyet Kanunnâmesi’yle ve Osmanlı-Türk devlet nizamını Fâtih Kanunnamesi’yle düzenledi, Osmanlı imparatorluk düzeni, yüzyıllar boyunca bu temel üzerinde ayakta kaldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun her bakımdan gerçek kurucusu İstanbul Fâtihi Sultan Mehmed’dir.
Sayfa 123Kitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.