Gönderi

“Birlikte belki altı ay, belki bir yıl daha geçirebiliriz, ama sonrası bilinmez ki. Ayrılacağımız ortada. O zaman kendimizi ne kadar büyük bir yalnızlık içinde hissedeceğiz, hiç düşündün mü? Bizi ele geçirdiklerinde, birbirimiz için yapabileceğimiz hiçbir şey olmayacak. Eğer ben itiraf edersem, seni vuracaklar, itiraf etmezsem, yine vuracaklar. Yapabileceğim ya da söyleyebileceğim hiçbir şey senin ölümünü beş dakika bile geciktirmeyecek. Birbirimizin yaşayıp yaşamadığını bile öğrenemeyeceğiz. Durumumuzda bir değişiklik yapmasa bile, önemli olan tek şey birbirimizi satmamamız..." "Eğer sorgulamayı söylemek istiyorsan, meraklanma, herkes sonunda itiraf eder. İşkence ediyorlar, ne yaparsın?" "Onu söylemiyorum. İtiraf adam satmak demek değildir. Söylediklerinin ve yaptıklarının önemi yok, önemli olan neler duyduğundur. Eğer beni sana olan olan aşkımdan vazgeçirirlerse, işte bu seni satmak olur. Julia, bunu iyice düşündü. "Bunu yapamazlar," dedi sonunda. "Yapamayacakları tek şey budur. Sana her şeyi söyletebilirler, ama buna inandıramazlar. İçine giremezler senin.” Winston, biraz umutlanarak, ‘Evet,’dedi,”evet”, çok haklısın. Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
Sayfa 182Kitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.