Gönderi

163 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Kafamda o kadar çok düşünce var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum. Kitabı elime aldığımda heyecanla okumaya başladım çünkü kitap genel olarak " en iyi aşk hikayesi, en etkileyici aşk romanı" tarzında yorumlar almıştı. İlk sayfa, ikinci sayfa derken bu kitabı Turgut Özakman'ın yazdığına inanamayarak tekrar yazarın ismini kontrol etme ihtiyacı hissettim. Yok yok bu kitabı Turgut Özakman değil 18 - 23 yaş arasında yeni yetme bir edebiyatçı yazmıştır dedim. Anlatım kesinlikle Turgut Bey'e yakışmayacak kadar sıradan, sade ve basitti. Daha sonra neyse çok da önemli değil sonuçta "en iyi aşk romanı" bu oku Sonay, oku bakalım dedim ama konusu da anlatımı kadar sıradan ve basitti. Arkadaşlar bu bir Aşk! romanı değil, bu bir Aldatma romanı! Durun, hemen yoksa sen feminist misin yoksa sen yobaz mısın gibi cümleler gelmesin aklınıza. Hiçbiri değilim hatta toplumumuzdaki çoğu insana kıyasla geniş düşünebilen bir insanım. bu kitap neden beni rahatsız etti size şöyle ifade edeyim: Aşkın tanımını yapmak hep zordur. anlatırken hep bir yerde eksiklik kalır, ne demişler; anlatılmaz yaşanır! Aşk öyledir böyledir ama en çok da bencillik değildir diye düşünüyorum. Karakterlerimizin ikisi de evli, ikisi de çocuk sahibi. İki tarafı da hoş görelim, bu aşka olumsuz yorum yapmayalım diye de ikisinin de eşleri "kötü". Peki ana karakterlerimiz hiç mi kötü değil? Yani eşlerini aldatan insanlar eşlerinin kötülükleri yüzünden eşlerini aldatırsa daha mı kolay kabulleniriz? Cevap evet. Arzu ve Doğan'ın eşleri kanatsız bir melek olsalardı bu kitap basılmazdı bile. Neden çünkü toplumda " bu kadar iyi insanlar aldatılır mı canım" diye bir görüş olacaktı. Kolay çözüm eşlerin kötü özellikleri ortaya dök ki bu aldatma toplum tarafından haklı görülsün! Yani erkek, kadın herkes kötü olabilir peki bu kötülük ile baş etmek için aldatmak mı gerekir? Hele bir de Şirin'in onları kanatlarının altına alması durumu ne tür bir çiğliktir. Okurken Doğan Bey'in eşinin yerinde olduğumu hayal ettim, aldatan bir eş onu destekleyen bir çocuk ve yıllarca bu ilişki için var olmuş bir adam! Müthiş bir acı duydum. Kadının bu ilişkiden yıllarca haberdar olmaması, Arzu'nun eşinin Doğan Bey'den şüphelenip belki de yaşamını hep bu şüphe ve tedirginlikle geçirmesi... Asıl bunlar üzücü ve korkunç duygular. İnsanlar senelerce bu hislerle yaşamamalı, kimse bu hisleri karşısındakine yaşatmamalı. Bu tür kitaplar aldatmayı bir oyun, bir macera gibi gösterdiği, örnek oldukları için bir kere daha üzüldüm. Hele ki ben de yeri hep ayrı olacak bir usta Turgut Özakman böyle bir yazı kaleme aldığı için daha da bir üzgünüm.
Romantika
RomantikaTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20214,826 okunma
·
89 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.