Gönderi

Mavi Rüya Defteri
Ve anlatamayacağın, dillendiremeyeceğin şeyler yaşarsın bazen. Kimsenen haberi olmaz. İçinden geldiği gibi susarsın kendine. Bazende konuşursun ama nereye kadar sürer böle? İnsan kendine sorduğu sorunun cevabını bilmiyorsa en samimi halini yaşar demektir. Kalbinde bulduğunu yanında bulmaması acıdır ama muhakkak daha acı şeylerde olur hayatta... Lakin konu aşksa diğer acıları bir an da olsa unutuverir insan. Başka tarafa bakıyor çünkü... Kimsenin görmediği bir şey görmüştür, kendini bir kez daha keşfetmiş, belki de bir kez daha değil bu ilk keşiftir. Sahi nedir keşfetmek? Kabullenmek midir biraz? Hani şu için de olanı, söz geçiremediğini kabullenmek de bir keşif midir? Baş edemeyeceğini düşündüğün bir his de keşiftir ve insa en çok kendinin kâşifidir ama bunu sonradan öğrenir. İş işiten geçtiğinde... Uyanır yeni sabahlara, dilinde küçük bir yanma olur... İçimde tuttuklarım dışımı sarsada o beni sararmıydı diye düşünür. Vazgeçer sonra bu hissiyattan, belkide ölene kadar bu hisle yaşar. Gülümser tutkulu kalmış yarınlarına bir şarkının notaları eşliğinde... Üzülür sanki o gün hiç deniz görmemişçesine... Yaşar bir önceki günü unutup bir sonraki günü hayal etmeden. Ve büyür içindekini dışına attığında... Bir şiir nesir olup kâğıda aktığında... Yarınım ol. Dünler sadece dün ve düşünme artık sen benim ol. Bir cümle yaklaştırırsa bizi sen tam da o cümle ol ama benden bir nokta koymamı bekeleme. Sonlar filmlerde olur, sen benim son anım değil soyağacım ol. Ve küçük adam uyanır. Sanki bütün şiirler başkalarına yazılmış, bütün aşklar başkalarınmış gibi...
Sayfa 142 - Destek yayın eviKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.