Gönderi

3.Hikaye Tamamlama Etkinliği Hara eskiden, güçlü sezgilere sahip olduğu için gurur duyardı. Saplanmış olduğu Minensol yetimler yurdunda çalışmaya başlamadan önce kendi dizayn ettiği fal kartları sayesinde epeyce para kazanmıştı. Baktığı fallar ve kazandığı paralar ününü öyle arttırdı ki gazeteciler onunla röportaj yapıp baş sayfaya koydular. Bu olayın ardından Mr Eathart ile tanıştı. Hara kendisini güzel bulmaz hatta hiç beğenmezdi. Yüzündeki çilleri her aynaya baktığında koparıp atmak isterdi. Özgüvensizliğinden karşı cinse hiç yaklaşmamış, kendini fallara kaptırıp gitmişti. Mr. Eathart ile tanıştıktan sonra kendisine olan ilgisi onu çok şaşırtmış ve korkutmuştu. Yaşamam sandığı kalbinde hiç uyanmamış duygularla karşılaştı ve Mr Eathart’a kapılıp gitti. Evlendiklerinin üzerinden çok zaman geçmeden bir gün; Hara, ayak parmaklarından saçının teline kadar irkildi. Sezgileri harekete geçmişti. “Kötü bir haber geliyor” diye kehanette bulundu kendine. Aynı gün bir genç kıza, aradığı aşkı bulup bulamayacağıyla ilgili fal bakarken başı döndü ve oracığa yığıldı. Gözünü hastanede açtığında haftalardır baygın yattığını öğrendi. Ateşli bir hastalık geçirmişti. Doktor bunun nedeninin derinin altına girip yerleşmiş egzotik bir böcek olduğunu söyleyince çok şaşırdılar. Balayında gittikleri adanın böcek dolu olmasından ne kadar şikayetçi olduklarını hatırladı Hara. Ve kötü haber geldi. Kaptığı enfeksiyon yüzünden bir daha çocuğu olmayacaktı. Bu olayın ardından uzun yıllar tedavi aradılar. Bu yolda Eathart çifti kazandıkları bütün paraları kendilerine vaat edilen tedavi uğruna harcadı. Artık ruhları yorulup beş parasız kaldıklarındaysa durumlarını kabul ettiler. Hara, Mr. Eathart gibi birine sahip olduğu için çok mutlu olduğunu düşünüyor, ona olan sevgisi gitgide büyüyordu. Hayata yeniden tutunmuş bir şekilde günleri huzurlu geçiyordu. Derken Hara, öncekinden daha kötü bir irkilme yaşadı. Sezgileri ona yine felaket tellallığı yapıyordu. Mr. Eathart’ın ölümü iki gün sonra çantasını çalmaya çalışan bir yankesicinin bıçak darbesiyle gerçekleşti. Oysa çantada 10 Dolardan başka parası yoktu. Birkaç önemsiz evrak ve birde not defteri. Ama çanta Hara’nın ona hediyesi olduğu için kaptırmak istememişti. Kocasının ölümünün ardından falcılık işini bıraktı ve kendini eve kapattı. Eğer bu işi yapmasaydı, gazeteye çıkmasaydı hiç onunla tanışmayacaktı. Yıllarını kısır olmuş bir kadına tedavi arayarak geçirmeyecek belkide uzun yıllar yaşayacaktı. Tabi ya.. Kendisinin de başka birinden bir çocuğu olurdu belkide.. Bu tür düşüncelerle boğuşurken bir çocuk özlemiyle yanıp tutuştuğunu fark etti.Ardından da Minensol Yetimler Yurdundaki bu işini buldu. Başta gönüllü olarak girdiği bu yurtta yıllar geçtikçe müdürlüğe kadar yükseldi. Geçmişin bu anılarıyla boğuşurken yıllardır olmayan şey oldu. Sezgileri harekete geçti. Ama bu sefer öncekiler gibi korkunç değildi hissettikleri. Çok güçlü, tutkulu ve inanılmaz huzurluydu. Ardından transa geçti. Söylediğini asla hatırlayamayacağı kelimeleri söylerken gözleri bembeyaz olmuş ve gırtlaktan konuşmaya başlamıştı. “En güçlü ilk kararını verecek,Soyundan olanı kurtarmak için gelecek “ Aniden nefesi kesilen Hara penceresini açıp temiz bir hava çekti. Etrafına bakınıp gecenin seslerini dinledi. Ardından çocukları kontrol etmek için yatakhaneye yöneldi. Hara’nın fark edemediği şey gün boyu odasına bakan bir ağaca tünemiş olan simsiyah kargaydı. Karga aşağıya bakıp yurda doğru gelenleri fark ettiğinde tünediği ağacı bırakıp onlara doğru uçtu. “Seni burada görmeyi beklemiyordum Patrick ?” Efendisinin yanına vardığında karga silkinmeye başladı ve bir cüceye dönüştü. Beyaz saçları ve buruşuk ellerine rağmen inanılmaz genç gösteriyordu. “Ah efendim doğru kararı verdiğinizden eminmisiniz? “Kararlarımın arkasındayım Patrick, en doğrusu bu olacak.” “Sabahtan beri burayı gözlüyorum efendim. İçeride yüzü gülen tek bir çocuk bile göremedim. Üstelik giydiklerinin eskiliğinden söz etmiyorum bile. Ben.. Ben yalnızca küçük efendi için endişeleniyorum.” “Patrick bir düşün, yaşayacağımız şeyleri bir düşün. Bütün düşmanlarım peşimdeyken onun gibi özel bir bebeğe nasıl bakarım ? Onun varlığını öğrenseler neler olurdu bir düşünsene.. Burada onu kimse bulamaz kokusu birkaç güne değişir ve en azından bir geleceği olur. Benimle hiçbir şansı yok.” Başını eğen Patrick gerçeklerin farkındaydı. Küçük efendisine o kadar üzülüyordu ki.. Efendisinin kolları arasında başına geleceklerden habersiz huzurla uyuyordu. Aynı annesi gibi dedi. Yüzü, saçları, teni.. Gözleri hariç. Gözleri babasına benziyordu. Kendisine eğer sağ kalırlarsa onu bulacağının sözünü verdi. Efendisinin elinden aldı ve yurdun verendasına doğru tek başına yürümeye başladı. Sonra onu son kez öptü ve gördüğü bir sepetin içine bıraktı. Gözyaşlarını göstermemek için arkasını dönüp efendisinin yanına doğru yürüdü. Birlikte oradan uzaklaştılar. Kundağa sarılmış küçük bebek dakikalar sonra gözlerini açtı. Bırakıldığı sepetin içinde biraz kıpırdandı. Yanına bırakılan mektubun sivri köşeleri canını acıtmaya başlamıştı.Hava soğuk olmasına rağmen hiç üşümüyordu. Birden gökyüzünden kanatları alev alev yanan bir kuş geçti. Ateşler içinde olmasına rağmen durumundan hiçte rahatsız olmuşa benzemiyordu. Küçük Walter kuşu görünce gülmeye başladı. Hemde o kadar yüksek sesli gülüyordu ki yetimler yurdundaki çoğu çocuk uykularından uyandı. Hara’da sesi duydu ve kimden geldiğini bulmak için arayışa geçti. En son bir çocuğun güldüğünü ne zaman duyduğunu hatırlamıyordu bile. Walter’ı bulduğunda Hara bir bebeğin bu soğukta bir bez parçasına sarılı bir şekilde kendilerine bırakılmasına yada bu kadar yüksek sesle gülebilmesine hiç şaşırmadı.. Hayır efendim. Onun şaşırdığı şey ne kadar güzel olduğuydu. Sanki cennetten inmiş bir melek gibiydi. Walter’ı kucağına aldığı zaman yanına iliştirilmiş mektubu fark etti. Yurda girdiklerinde ilk yaptığı şey Walter’ı şöminenin karşısına koyup mektubu okumak oldu. “Onun adı Walter Vincent. Bundan böyle size emanet diyorum. Lütfen kendi çocuğunuzmuş gibi bakın. “ KATILIMCILAR: #6086066 KURALLAR ve YORUMLAR: #6086536
··
36 views
Ün  Pazar okurunun profil resmi
Hemşire Emmanuella Philips'in neden bayıldığını bir türlü anlayamadı. Neden dışarıda olduğunu da.Çünkü fiziki olarak hiçbir şey yoktu.Hemşire çocuğun üzerini beyaz örtüyle örttükten sonra Bekçi Leonard ile göz göze geldiler. Daha sonra Hara nın yanına gitmek için çocuğun yanından ayrıldılar.Hara yaptığı büyüden yorgundu.Odasında, pencerenin önünde dikiliyordu istemsizce.Dışarıya bakıyordu ama görmüyordu. O sırada ayakkabısına düşen bir damla sesi onu tüm düşüncelerden sıyırdı. -Pıt..Pıt.... Eli burnundan akan kana gitti.O sırada bekçi ve hemşire odaya girdi.Müdüre açılan kapıya yüzünü döndüğünde..Kapı da duran iki düşünceli yüzde şaşkın bir ifade yer aldı.Hara nın kanı altın renginde kırmızı halıya damlarken,hemşire ani bir refleksle kanamayı durdurmaya çalıştı ya da burnundan akan her ne ise... &&& Hemşire ve Bekçi nin gittiğinden emin olan Philips gözlerini aniden açtı.Etrafını bakarken yanında arkadaşlarından birini gördü.6 yaşındaki Kate i gördü.Kate her şeye rağmen gülümsüyor ona bakıyordu.Ama baktığı çocuk artık arkadaşı değildi.Bunu bilmiyordu.. Philips yatağında doğruldu.Yere olan bakışlarını Kate in bakışlarına çevirdiğinde küçük kız aniden geriye iki adım attı.Ama bileğini yakalamıştı Philips.Artık çok geçti.Küçük kız yatağın içinde gözleri kapalı bir halde yatarken, vücudu gitgide Philips e benzemeye başlamış Kate sonsuz bir uykuya dalmıştı. O sırada Philips kapıdan hedefine doğru ilerliyordu.Onu kimse engelleyemezdi.Onun bir amacı vardı.Bir emir almıştı. Philips koridorlarda gizli bir şekilde ilerlerken kapısı aralık bir odada Patrick'i gördü.Patrick'in bir sırrı vardı.Bunu en son görmesi gereken kişi ise artık biliyordu.. Bilmemesi gerekeni..
BD okurunun profil resmi
"Hara sana anlatmam gereken bir şey var". " Ne oldu Patrick iyi misin? Bir sorun mu var?"Konu benimle ilgili Hara" "Seni dinliyorum PatrickPatrick".Hara meraklanmişti." Ben Zagor' un oğluyum Hara"." Nasıl olur bu? Zagor' Efendi Quennie'den dinlemiştim .O bir Soluksuz Patrick bu nasıl olabilir?Sen bir cücesin ve kargaya dönüşebiliyorsun peki Zagor buna inanamıyorum.Sen Winter' e zarar mı vericeksin yoksa? Buna vermem.Benim çocuklarıma zarar vermene izin vermem Patrick".Dur Hara sakin ol.ben ne Winter ' e ne de diğer çocuklara zarar vermeyeceğim.Sana bütün hikayemi anlatacağım Hara ve bana inanacaksın." Babam Zagor genç bir soluksuz ikeniken falcı tarafından müjdelenmişti.Falcı, Zagor' un ileride diğer bütün Soluksuzlardan çok daha güçlü olacağını ve o büyük asanın sabibi olacağını söyler.Zagor bunu duyduktan sonraBiraz düşünmek için dışarı çıkar ve dağın tepesine gider orda bir kadın görür.Kadın çok güzeldır. Bir süre boyunca bu kadını izlemeye başlar.Kadını izledikçe ona aşık olduğunu fark eder.Bir süre kabul etmez aşık olduğunu.Çünkü kendisi bir soluksuzdur sevdiği ise bir insandır.Yine bir gün kadını izlerken ,kadın izlendiğini fark eder ve korkmaya başlar. bunun babam Zagor herşeyi anlatır.Çünkü onu kaybetmek istemez.Kadın bir süre düşündükten sonra herşeyi kabul eder ve Zagor ailesine herşeyi anlatır.Fakat ailesi karşı çıkar ve ikisinide öldürmekle tehdit eder. Bu süre zarfında Zagor'un sevdiği kadın Castana bana hamile kalır ve hiç düşünmeden bunu Zagor' a söyler.Babm Zagor ailesinin Castana' ya ve çocuğuna zarar vereceğini bildiğinden bizi kaçırır.Çünkü bunun herkes farkındadır.Doğacak olan çocuk,Tedisa türünden olacaktır."Tedisa türü mü nasıl?"Şöyle anlatayım yüzyıllardan beri süre gelen bir durum bu Hara.Kural şu Tedisa türünden olan çocukları hiç düşünmeden öldürürler." Peki neden Patrick?" Çünkü Tedisaları Soluksuzların türünü kotü gösterdiğini düşünür ve Tedisa'ları iğrenç bir varlık gibi görürler.Çünkü Tedisalar insan kanı taşımaktadır,cücedirler ve tek yetenekleri kargaya dönüsebilmektir.İşte bu yüzden bizi her yerde aramaya başladılar. Bu arada annem doğum yapar.Yıllar geçer ve ben artık altı yaşına girmişimdir.Bir gece kapımız çalınır.İşte o gece benim bütün hayatım değişir.Annemi ve babamı öldürdüler.Ben bir yolunu bulup kaçtım.Ama nereye gideceğimi bilemdiğimden yollarda tek başına dolasıp durdum.Düşünsene Hara ğözümün önünde annem ve babamı öldürdüler ve benim gidecek hiçbir yerim yoktu.Umudumu kesmişken bir anda Efendi Quennie karşıma çıktı.Benim öldürüleceğimi bile bile beni korudu sakladı ve bana bazı şeyler anllattı.Şöyle söyledi annem ve babam öldürüldüğünde Falcı birşeyler söylemiş soyun devamı için dünyaya bir çocuk gelecek ve bu çocuk en az Zagor kadar güçlü olacak demiş.İşte bu çocuk 'Winter'Hara.Bu yüzden Goriot beni ve Winter' ı öldürmek için geld i".Hara şoka uğramıştı.Patrick Soluksuz kanı taşıyordu ve ölüm tehlikesi vardı.Artık hem kendi hem cocukları hemde Patrick tehlike altındaydı.Hara ile Patrick bunları konuşurken, kapıdan tıkırtılar geldi.İkiside korkmuştu.Yoksa bu konuşmaları biri duymuşmuydu? Peki Philips sır ile ne yapacaktı? En önemliside Winter ve Patrick' e ne olacaktı?
Songül Özcan okurunun profil resmi
Philips hızlı adımlarla koridordan koşarak geçti ve bahçeye soluksuzların yanından ilerleyerek goriot buldu. - Efendim size söylemem gereken önemli bir haberim bar. Goriot öfkeli bir yüz ifadesi ile. - Sana bebeği öldürmeni söylemiştim sen ise hala saçma sapan haberler peşindesin söyleyeceğin şey önemsiz ise canından olabilirsin. Philips olan biteni harfi harfine Gorit'a aktardı. Gözlerinde bir ışıldama beliren Goriot. - Sonunda buldum seni iğrenç tedisa. Hara ve Patrick ise çaresizlik içinde düşünüyorlardı. Patrick bir anda keşke Winter bizi anlayacak kadar büyük olsaydı dedi. Nasıl yani dedi Hara. Bana bilmem gereken herşeyi anlat Patrick neden bebeği öldürmeye çalışıyor soluksuzlar? Özel güçleri var Hara Winter'in beyin dalgalarıyla tüm soluksuzlari öldürebilir. O bizim dünyamızda bir tanrı. Hara'nın güçleri olduğunu ve boyut değiştirdiğini unutmuştu sanki Patrick. - Ben anlatabilirim ona dedi Hara Patrick bir anda kendine geldi sanki evet nasıl unuttum bunu sen anlatabilirsin ve yarım saat sonra soluksuzlar hepimizi öldürecek bir an önce başlamalısın Hara. Hara Winter'i kucağına aldı göz göze geldiler ve artık iletişime geçmeye başlamıştı. Hiç bir şey aklına gelmiyordu tek söylediği 'Bizi kurtar Winter sen biliyorsun ne yapacağını' defalarca aynı şeyi durmadan tekrarlıyordu. Patrick ise donmus vaziyette sadece ayakta bakıyordu. 2 dk kalmıştı Philips dayanamadı ve içeri girdi bebeği öldürüp Goriot' un gözüne girmek istiyordu. Odaya girdi Patrick Hara ve bebek hepsi aynı yerdeydi ama garip olan tarafı kimse kıpırdamıyordu Patrick ve Hara öylece bebeğe bakıp kalmıştı. Yaklaştı ve tam pençelerini Hara'ya geçirecekken Goriot seslendi. -Bırak onları hepsini kendi pençelerimle parçalayacağım. Başını önüne eğen Philips çekildi. Zafer elde etmişti Goriot saniyeler sonra Ne bebek ne de yıllardır aradığı pis tedisa yaşayacaktı. Pençelerini çıkartıp tam Hara'ya saplayacakken bir kum tanesi oldu Goriot. Evet Winter başarmıştı... Bayılmış haldeki Hara uyanınca odada yetimlerden başka kimse yoktu.
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.