Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
Yolu incitme gönül
Çocuk edebiyatı denilince son zamanlarda akla gelen ilk isimlerden biri, Bestami Yazgan olsa da ben onun yazdıklarından ve şiirlerinden vaesafa ki bilmeden uzak kalmışım. En son 40 Hadis 40 Yazar kitabını okurken “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğudur.” hadisinin açıklamasını onun şu güzel şiiriyle okumuştum. Çiçeklerle hoş geçin,/ Balı incitme gönül./ Bir küçük meyve için/ Dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus,/ Olsa da bir güzel süs,/ ‘Ya hayır de, yahut sus.’/ Dili incitme gönül. Sevmekten geri kalma,/ Yapan ol, yıkan olma,/ Sevene diken olma,/ Gülü incitme gönül. Başın olsa da yüksek,/ Gözün enginde gerek,/ Kibirle yürüyerek/ Yolu incitme gönül. Mevlâ verince azma,/ Geri alınca kızma,/ Tüten ocağı bozma,/ Külü incitme gönül. Dokunur gayretine,/ Karışma hikmetine./ Sahibi hürmetine/ Kulu incitme gönül. Bu şiirden sonra da Gönül Fotoğrafı şiir kitabını edinmiştim. Kitap birkaç gün rafımda kaldıktan sonra dün sabah elimdeydi. Bir oturuşta okudum desem yalan olmaz. Gerçi şiir kitapları öyle bir oturuşta bitirilmez. Kelimelerin bağdaşıklık ilişkilerini çözünceye kadar romanda beş sayfa okursunuz yani. Ama buradaki her bir mısra arı duru bir dille yazıldığından herhangi bir süzgeçten geçmeden direk kalbe aktı. Bu sebeple de hemen bitti. Bir söyleşisinde “Şiirde öğretmenim A.Neşet Dinçer'dir, manevi öğretmenim olarak da Yunus Emre'yi kabul ediyorum. Bununla beraber Fuzuli'yi, Karacaoğlan'ı, Yahya Kemal'i, Arif Nihat'ı, Mehmet Akif'i, Necip Fazıl'ı ve Abdürrahim Karakoç'u severek okuyorum.” der. Bu şairlerin etkisini şairimizin şiirlerinde görmek mümkün. Kitap da arzu vezniyle yazılmış iki de gazelini okudum Bestami Yazgan’ın biyografisini okurken Mesam üyesi olduğunu görünce, demek ki şiirleri aynı zamanda bestelenmiş dedim. Orhan Hakalmaz ve Uğur Işılak onun şiirlerini besteleyip okuyanlardanmış. Kitap dört bölüme ayrılmış: Zaman Aynası, Yürek Bestesi, Kutlu Hazine ve Rahmet Gülistanı. Şiirler hece vezniyle yazıldığı gibi serbest tarzda yazılanları da var aralarda. Her ne kadar serbest olsa da şiirler hiç kafiye de yok değil. Şiirde sesler oldukça ahenkli dizilmiş. Akıcılık da buradan kaynaklanıyor. Takılmıyorsunuz yani. İşte Gönül Fotoğrafı’ndan altını çizdiğim mısralar: Ne zaman/ Gönül fotoğrafı çektirsem Öyle ışıklı / Öyle yakışıklı/ Çıkıyor ki yüreğim,/ Hiç sorma! Nakış nakış, oya oya/ Her yerinde sen varsın ya! * Yüzünü görünce gün tazelenir/ Sesini duyunca can tazelenir/ “Belki” çiçeklenir an tazelenir/ Düşlerimi yıldızlara asarım/ Ben susunca dağlar gibi susarım. * Ferman dinlemeyen nefisten gayrı/ Olmadı cihanda hasmımız bizim. * Dünya pazarında kârı bıraktım/ Yokların içinde varı bıraktım/ Gönül yükü inkisarı bıraktım/ Can bir’de eridi haberin olsun. * Açsın diye vefa gülü/ Sevdik, en dikenli yolu;/ Dört bir yana deli dolu/ Estiğimiz, dost içindir. * Hasretin göğsümde değirmen taşı/ Gözlerim gizlice öğütür yaşı. * Cezamız sevmek olsun/ Ezamız sevmek olsun/ Yıldızlarla süslenen/ Fezamız sevmek olsun. * Kavgayı, nefreti, kini bıraktım/ Ruhuma yük olan teni bıraktım/ Bir sevda seline ben’i bıraktım/ Sevgiyi gönlüme sultan eyledim. * “Elest” günü test olmuşum/ “Belâ” ile mest olmuşum/ Dikenlere dost olmuşum/ Güle minnet eylemem. * “Sevgi sofrası kurulsun / İsteyen gelsin buyursun.” Ben buyurdum. Ziyafet güzel. Ne zaman isterseniz aynı ziyafetten siz de istifade edebilirsiniz.
Gönül Fotoğrafı
Gönül FotoğrafıBestami Yazgan · Nar Yayınları · 201132 okunma
·
97 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.