Kitabın adı Hegel tartışmaları olsa da icerikte bir kaç filozofa daha rastlıyoruz.
-Tanrı’nın kendisi öldü
-Halkın Afyon’u
-Nihilizm
-Sınıfsal baskı toplumsal algı
-Din
-TIN
-Diğer felsefeciler
Gibi bir çok konuya değinmiş.
Yine karşımızda , bazen anlaşılması zor olduğu için, başa dönüp iki defa okutan o uzun bitmeyen , ama yine de sevilen cümleler :)
Böyle başlar;
''Tanrı'nın Kendisi öldü" sözünü Glauben und Wissen'in sonunda
kullanan Hegel, felsefeyi tanrının ölümü temasıyla yüzleşmeye zor
luyordu. Bu temayı kendisinden sonra şekillenecek olan felsefenin
önemli bir başlığı durumuna getiren ilk kişinin Hegel olduğunu söy
lersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Felsefeyi "Tanrı öldü'' ya da
''Tanrı'nın Kendisi öldü'' ile ilk tanıştıran Hegel'dir. "Tanrı'nın Kendisi öldü,'' felsefede zorunlu bir dörıüşümü gerektiren bir temayı işaret
etmekle birlikte, aynı zamanda, teolojinin egemenliği altında geçen bir çağ ve modern, ateist dünya arasındaki sınır çizgisini de temsil eder.
Böyle bitirir ;
Bitirirken: Hegel temellere ya da öğelere, (görgül) bilginin olanaklılığının koşullarına bir geri gitme anlamında aşkınsal felsefe geliştirmemişti. Hegel'in aşkınsal bir filozof olmadığı kabul edilmelidir. Hegel'in aşkınsal felsefe yapmadığının ve aşkınsal bir filozof olmadı ğının anlamı onun bilgi anlayışında ve Tin/Geist kavramında yatar.
Ve Geist Kant'ın aşkınsal felsefesinden çıkış olarak okunmalıdır.