Bugün sizlere etkisinden uzun süre kurtulamayacağım ve kendimi sorgulamak için kapağına bakmamın yeterli olduğu bir kitapla geldim. Kitabı sindire sindire okumak gerekiyor. Bazı yerleri o kadar yavaş okudum ki normalde böyle kitaplar beni aşırı sıkar. Ama bu kitap beni kendine çekti. Konusu bakımından iyi olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Farklı bir konusu var. Açıkçası insanlığımı sorgulamama sebep oldu. Konusuna gelecek olursak, Nasip çölde doğup büyümüş. Yaşlanmak ve onlara gökten yağan bir meyve dışında başka yiyecek bilmeyen bir gençtir. Birgün ailesinden ayrılıp farklı yerleri görmek ister ve yola çıkar. Bu yolculuğunda yaşadıklarını okuyoruz. Nasip bu yolculuğu sırasında bilmediği bir yeteneğini keşfeder. İnsanların yüzlerinde renkli benekler görür. Bu gördüğü şeyleri önce anlamlandıramaz. Daha sonra her rengin bir anlamı vardır. İnsanların yaptığı davranışlara göre renk alır. Kıskançlık, dedikodu, hırsızlık gibi. Nasip her gittiği yerde insanların kalp gözünü açıyor. Acaba şuan biz herkesin yüzündeki renge göre yaptıklarını bilsek dünya nasıl bir yer olurdu. İnsanlar yaptıkları kötü davranışlardan utanır yapmaz mıydı?

Karanlıkta Yürüyen YabancıEddi Anter · Destek Yayınları · 2019172 okunma

·

34 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.