Bir ülke düşünün, sadece dört aylık enflasyon oranı %374 milyon. Yanlış duymadınız veya ben yanlış yazmadım. İsterseniz bir daha okuyun rakamı. Dikkatinizi çekerim 374 değil , 374 bin de değil. Tam tamına enflasyon oranı 4 ayda yüzde 374 milyon. Böyle bir ülkede insanlar ne yapar diye hiç düşündünüz mü ? Nasıl bir kaos yaşanır ? Peki böyle bir şey yaşanmış mı? diye sorarsanız cevabım kocaman bir evet olacak.
Yer: Almanya. Yıl: 1923. Ve yılın ikinci yarısı. Temmuz- Kasım ayları arasındaki enflasyon oranı, yukarıda da söylediğim gibi yüzde 374 milyon.
Hans Fallada bu kitabında bizi 1923 yılının Almanya'sına götürüyor ve o dört ayda yaşananları sanki bize tekrar yaşatıyor. 1 Dolar'ın nasıl 4 trilyon iki yüz on milyar mark olduğunun gün gün hikayesini anlatıyor. İnsanların yaşadığı çaresizliğin içine girdiriyor. Neredeyse yediğiniz yemeğin fiyatının daha siz yemeğinizi bitirmeden nasıl iki katına çıkabileceğini, aldığınız çalışma ücretinin daha markete varmadan değerinin nasıl yarıya inebileceğini, yemeyip içmeyip, her şeyinizden tasarruf ederek yirmi yılda biriktirdiğiniz bankadaki emekli paranızın tamamını bile verseniz bir tek ekmek almanıza yetmeyecek derecede nasıl bir anda eriyebileceğini gösteriyor. İnsan aklının hayal bile edemeyeceği ama maalesef yaşanmış olan bir kaos ortamının hikayesini anlatıyor. O insanların nasıl bir ruh hali içerisinde olduklarını bize yansıtıyor.
Fallada, bütün bunları da Almanya'nın kuzeyindeki küçük bir yerleşim biriminde yolları kesişen bir grup insanın yaşadığı olaylar üzerinden bize aktarıyor. (Bir grup insan derken bir kaç kişi değil , neredeyse toplumun her kesiminden seçilmiş çok sayıda insandan bahsediyorum.)
Kitap tam bir tuğla görünümünde ve 1222 sayfa olmasına rağmen müthiş akıcılığı sayesinde kolayca okunuyor. Tek olumsuz tarafı kitabın ağırlığı. Tam olarak 1365 gram olan ağırlığı dolayısıyla biraz kolları yoruyor.
Yazarın dönemi yaşamış bir kişi olması sebebiyle , kitaptaki anlatılanların büyük bir kısmının, tanık olduğu gerçek olaylardan kurgulandığı aşikardır. Bu yüzden kitabın, o dönemi yansıtan büyük bir bilgi hazinesi olduğunu da unutmamak gerekir.
Ben kitabı, çok büyük beğeniyle, keyifle ve heyecanla okudum. Özellikle bu tür dönem kitaplarını sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyor ve okunmasını da tavsiye ediyorum.