Gönderi

72 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Öncelikle Dostoyevski'nin kalemini övmek gerektiğini düşünüyorum. Aynı düşünceleri paylaşıyoruz. Ve benim düşüncelerimi anlatmaya, kendimi ifade etmeye çok ihtiyacım vardı, o benim yerime anlatmış ve çok da iyi yapmış. Kendi düşüncelerini bu kadar iyi yazan ve bu kadar iyi hissettiren Dostoyevski'ye içten teşekkür ederim. Kendimi Dostoyevski ile dertlesmis gibi hissettim. Kitap edebi değeri yüksek ve daha çok hislerini anlatiyor. Olaylar çok akışkan değil ama böyle olması çok daha iyi olmuş çünkü anlatmak istediği hislerine daha iyi odaklaniyorsunuz. Kitabı okuduktan sonra kendi kendime bir yazı yazmıştım ve burada da paylaşmak istedim. Okursanız çok mutlu olacağım. Çünkü ben Dostoyevski'yi dinleyerek onla dertlesmistim bu sefer kendimi anlatarak sizle dertlesmis olacağım. O yok. Ben yokum. Bizler yokuz aslında. Bizler dünyadaki boşluğu doldurmak için gelmiş ama kendi içimizdeki boşluğu dolduramamis insanlarız. O yüzden bir parça yoksunuz hayattan, yaşamaktan. Günlerimiz geçmez bizim, gülüşlerimiz ezberdir, konuşmalarımız sıkıcı, neşesiz ve bedenlerimiz yorgun. Bizler böyleyiz. Güneş bize uğramaz, biz kendi aydinligimizi kurmaya çalışırız, hayal kurarak. Çünkü biliriz ki ancak hayallerde yaşayabiliriz biz, ancak hayaller kabul eder bizim sersefil halimize heyecan vermeyi, yaşam bizi kendi vaatlerinden dışlarken. Yontulmamis, taşlaşmış hayatlarımızı bir nebze unutmak içindir bu eylemimiz. Basit insanlarız biz. Anlatılacak bir hayat hikayemiz yoktur. Elde tutulacak bir şey tatmamisizdir hayattan. Biz sadece izler, ve hayal kurarız. Ruhlarımızi hayallerimizde tüketiriz. Dostoyevski isim koymamış ona. Belki kendini anlattığı için, belki de anlattığı karakterin varoluşu bir anlama sigmadigindan ve kendini sadece hayallerde diri tutabildigi için vermedi ona isim. '' Hemen o anda bu çiçeklerin aslında o boğucu şehir dairesini bahar ve çiçeklerle senlendirmek için alınmadığını, çok geçmeden evdekilerin yazlığa gideceğini ve çiçekleri de yanlarında götüreceklerini düşünüyordum. '' O çiçek nastenkaydi, boğucu şehrin daireleri ise dostoyevski, hayalperest genç ya da bendim. Ne fark ederdi, hepimiz aynı kişiydik nasıl olsa, hiçbirimiz yoktuk çünkü. O yazlık ise yanlarimizdaki hayatı gürültülü, doya doya yaşayan insanlardı. Ve herkes bilir ki Petersburg'da çiçekler hep yazlığa giderdi. '' Demek ki böyle anlar beni de buluyor.'' Güzel bir şey yaşarsam eğer, her defasında bunu tekrarlarım. Çünkü biz çiçeklerin veya güneşin bize hiç uğramayacagini düşünen insanlarız. Zaten genelde çiçekler gelmez ve güneş de bize uğramaz. '' Hikayeyi! Ama size kim söyledi benim bir hikayem olduğunu? Benim bir hikayem yok. '' '' Nastenka, eğer bilmiyorsanız, Petersburg'da oldukça tuhaf köşeler vardır. Bu yerleri sanki bütün Petersburg insanları değil de, özellikle bu köşeler için ismarlanmis ve her şeyi farklı, kendine özgü bir ışıkla aydınlatan başka, yeni bir güneş aydinlatmaktadir. Bu köşelerde, sevgili nastenka, sanki bambaşka bir hayat yaşanır, yakınımızda yaşanan benzemeyen, bizde bizim ciddi ve çok ciddi zamanımızda değil de bir varmış bir yokmuşlar olabilecek türden bir yaşam. '' diye betimlemis kendi hayal dünyasının hayatındaki yerini. Ve Nastenka onu kendi aşığı için terk ettikten sonra: '' Ya da gün ışığı bir an için bulutların arkasından görünmüş sonra bir yağmur bulutunun arkasına saklanmış da her şey gözümde yine rengini kaybetmişti, ya da belki de çok tatsız ve hüzünlü bir bizimde geleceğimin bütün perspektifi bir an için görünüp kaybolmuştu, ve ben kendimi tam on beş yıl sonra yaşlanmış bir halde, tıpkı şimdi olduğu gibi yine aynı odada yine yalnız yine bütün yıllar boyunca bir parça olsun akıllanmamis olan Matryona'yla birlikte görmüştüm''. Düşüncelerimin, hayata karşı korkularımın aynasiydi bu kitap. O yüzden ayrı bi içimi yaktı okurken. İki kez okudum. Ve sonra gözyaşlarıyla bitirdim. ''Işte gözyaşlarım akıyor, Nastenka. Varsın aksinlar, varsın aksinlar.  Kimseye zararları yok. Kururlar nastenka.. '' Gökkuşağı olamıyorum ben. Bir cicek. Ya da başka herhangi bir sey. Ben bir sey olamıyorum bu hayatta. Ben varolamiyorum ve nefes alamıyorum sanki bu yüzden. İnsanlar yaşamı duyumsarken ben hep bir eksiğim sanki. Hep bir olmamış. Şimdi Nastenka gitti. Nastenka gözyaşı değildi ki onu kurutsun. Nastenka yokken hayalleri vardı, sonra Nastenka bu hayali gerçekleştirdi, Nastenka onun hayaliydi. Hayalleri gerçek oldu ama bu sefer hayali onu istemedi. Bu sefer hayalperestimizin elinde hiçbir şey kalmadı. '' Simdi yanınızda oturur ve sizinle konuşurken,artik geleceği düşünmeye de korkuyorum, çünkü gelecekte yine yalnızlık, yine bu küflü, gereksiz yasam; ve neyin hayalini kuracağım ki, sizin yanınızda böyle mutlu olmuşken artık! Ah sag olun, siz, sevgili kız, beni ilk seferinde uzaklastirmadiginiz, artık yaşamımda iki gece olsun yaşadım diyebileceğim için!'' Teşekkürler.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Turkuvaz Kitap · 201875.5k okunma
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.