Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7148 günde okudu
Hüseyin Atay İslam’ın akılcı ekolü mutezile çizgisinde... Duru, akıcı, aydınlatıcı bir üsluba sahip, aklı önceliyor. Örneğin kendi ifadesiyle ''günümüz Müslümanlarının anladığı gibi değişmez alınyazısı anlamında kadere iman esası olmadığı'' tespitinde bulunuyor. Kur'anda defalarca sözü edilen kader, ''dünya ve kâinat nizamı anlamında kullanılıyor'' dünya nizamıyla bireyin iradesi aynı şey değildir. İradi seçimlerimizde özgürüz. Kaldı ki bu seçim hürriyeti olmazsa cennet ve cehennem mefhumunun da bir anlamı kalmıyor. Yine kendisinden hareketle: ''Allah insanın iradesini kısıtladığı oranda sorumluluğunu ortadan kaldırmış olur.'' Nitekim içgüdüleri ile hareket eden hayvanların, Allah katında eylemlerinin sorumluluğundan bahsedemeyiz. Kitapta akılcı bir üslupla kader, abdest, namaz, dinde zorlama yoktur meselesi, miraç olayı, ilim-iman gibi konular yorumlanıyor. (Kader, ilim, iman konusu 1. cildin en önemli konuları) İlmin imandan önce geldiğini tane tane duru bir şekilde anlatıyor Hüseyin Atay. İlk Müslümanların ilim ve akılla iman ettiklerini ifade ediyor. Aklın öncelenmediği günümüz Müslümanlığı ancak hurafe üretiyor, tek dinamizmi taklit yollu iman oluyor. Örneğin; miraç hadisesindeki meşhur namaz vakitleri kıssası; Hikâyede Musa o denli yüceltilir ki Muhammed ümmetinin kaç vakit namaza dayanıp dayanamayacağını bilemez. Musa Peygamber Hz. Muhammed'e akıl hocalığı yaparak ve onu zorlayarak defalarca Allah'ın huzuruna gönderir. En son Musa sayesinde 5 vakitte karar kılınır. Bu hadisenin saçmalığını aklıyla yorumlayan her insan, ister Müslüman olsun isterse ateist, agnostik, rahatlıkla öykünün abukluğunu görebilir: Hz. Musa öyle yüksek bir konumdadır ki ne Hz. Muhammed ümmetinin kaç vakit namaza dayanabileceğini öngörebiliyor ne de Allah kulunun kaç vakit namaza dayanabileceğini biliyor. Belli başlı bazı cemaatlerde bu hikâyeleri dinleyip en ufak şekilde sorgulama emaresi göstermeyen insanlar var. Ben dindar biri değilim, dini bir yaşam biçimine de sahip değilim. Sürekli dayak atarcasına göze sokulan din retoriğinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu ülkenin %99'u Müslüman varsayımımız var malum, kendini agnostik, deist, ateist addedenler de bu varsayımın içerisinde yer alıyor. En azından ben o varsayımın içerisinde değilim yanlışınız var deme cesareti gösteriyorlar ki takdir edilir. Peki, bu varsayıma sahip putperestleri, siyaseti din zanneden zavallıları, iman satan şarlatanları ne yapacağız? Dücane Cündioğlu yakın zamanda katıldığı bir programda şöyle bir şey söyledi; ''Din bu ülkede hep aşağılandı, hiç eleştirilmedi'' Bu sözü çok önemsiyorum. Eleştiriye ihtiyaç var, korkmadan sorgulamaya, anlatmaya, bolca tartışmaya ihtiyacımız var, inançları hakir görmeden, aşağılamadan… Hüseyin Atay gibi değerleri okumakta, tartışmakta fayda var.
Kur'an'a Göre Araştırmalar I
Kur'an'a Göre Araştırmalar IHüseyin Atay · Atay Yayınları · 201564 okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.