Gönderi

166 syf.
·
Not rated
“Seyahat ya Resulallah!” sözü, seyahatname edebiyatı için, bu topraklar yönünden hikayenin başladığı kelimelerdir desek yeridir. Meşhur Evliya Çelebi anlatısı, asırlardır coğrafya insanında yediden yetmişe müşterek bir anlam ifade eder. Evliya Çelebi ile diyardan diyara, maceradan maceraya bir yolculuğa dede-torun bir ve beraber eşlik edebilir. Seyahatnameler, sadece okuruna sadece macera ve yolculuk vadetmez, aynı zamanda geçmişten bir nasihat, ders çıkartma, geçmişte yaşayan toplumların davranış ve yaşayışlarını inceleme, yapılan yanlışları gözden geçirme fırsatı verir. Sonuçta insanlık tarihi bir döngünün içerisinde seyir etmekte, tarih elbette bir yerde tekerrüre esas teşkil etmektedir: “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.” Düşülen bir çukurdan korunmanın, yapılan yanlışı tekrar etmekten kurtulmanın bir yolu da geçmişi bilmekten, tahlil etmekten ve analiz etmekten geçer. Akıp geçen insanlık tarihinde insanın geçmişe dair okumaları ve bugüne dair ders almasında, sadece bilgi aktarımı yapmaktan ziyade, bir serüven içerisinde konuları aktarmayı seçen seyahatnameler okuruna göz kırpar ve köşelerinde talihlilerini bekler. Seyahatnameler okuyucusuna; toplumun yaşayış ve düşüncesine ilişkin bilgi vermekle birlikte, yazarın şahsi görüşleri ve kimliğinden bağımsız olamayacağı, bu nedenle içerdiği öznellik nedeniyle okuyucusunun dikkatli olması noktasında uyarır. Seyahatname okurken yaşanan çağa ilişkin benzer okumalar, yardımcı kaynaklar ve bugüne kadar yapılan okumaları göz önünde tutabilirsek; seyahatnameler bilgi anlamda bize doyurucu kaynaklık teşkil edebileceği gibi aynı zamanda edebi bir tür olarak ufkumuzu genişletecektir. İnsan ömrünün, piyasaya çıkan kaliteli kitap hızına yetişmesi ve vefa etmesi pek mümkün görünmemektedir. Hayatın olağan akışı içerisinde okumaya ne kadar vakit ayrılırsa ayrılsın, yayınevleri de boş durmamakta eser neşrine devam etmektedir. Bu durumda okuyucu yolunu kaybetme noktasına doğru evrilmektedir. Kitap okuyucusundan kitap koleksiyoncusuna dönmek bir okur için en tehlikeli dönüşümlerden birisi olsa gerektir. Yayınevlerinin hızı, okurun ömrü ve iş güç dikkate alındığında, günümüz okuyucusuna hitap eden, hem kitap tanıtımı yaparak eser hakkında bilgi veren, aynı zamanda eser eleştirisi yaparak okurun önünü açan, okuru okumaya hazırlayan kitap basımının arttığı görülmektedir. Bu neşriyat sayesinde en azından ilgi duyulan kitaplar hakkında ön bilgi edinilmekte, okuyucu kendisini bekleyen ev sahibi ile merhabalaşmaktadır. Dumanı üstünde, taze bir seyahat kitabımız okuyucusuyla buluştu: “Seyahat Diyen Kitaplar”. 25 farklı seyahatnamenin tanıtımını içeren; kitapların hakkında, kitapların yazarı ve çağları ile birlikte okuyucusuna seslenen “Seyahat Diyen Kitaplar” Post Yayınevinden Zafer Saraç imzasıyla çıktı. Kitabın sunuşu kıymetli hocamız Hasip Saygılı tarafından yapılmış. Sunuşta, kitap adının çıkış noktası, günümüz okuyucusunun ve kitap piyasasının durumu, kitap içeriği hakkında kısa kısa değinilerle birlikte, kitap değerlendirme işinin önemine vurgu yapılmıştır: “Tez ve kitap yazmayı düşünenler için ilk basamak kitap değerlendirmesi yapabilme becerisidir. Ciddi bir yayın organında kitap değerlendirmesi yayınlanan kişi artık makale yazabilecek şekil ve format ehliyetine sahiptir denilebilir.” (shf:14) Bu kapsamda kitap eleştirisi adeta akademiye giriş kapısı çalmak, hatta eşikte beklemek, eşik atlamanın seviyesi olarak gösterilmektedir. Sunuştan sonra, yazarın önsözü ile seyahatnamelere ilişkin kitap yazarı tarafından, kısa bilgilendirme ve değerlendirme yazısı yer almaktadır. Seyahatnamelere ilişkin en ilginç ve dikkate değer cümle şu şekildedir: “Yeni bir seyahatname bulmak; kayıp bir yüzyılı, kayıp bir gezegeni bulmak kadar ilginç ve büyük bir keşiftir.” (shf:16) Önsöz kısmında seyahatnamelere ilişkin değerlendirme yöntem ve metoduna ilişkin okur kısaca bilgilendirilmiş, ilerleyen sayfalarda 25 farklı seyahatname ele alınmıştır. Seyahatnameler değerlendirmeye tabi tutulurken giriş kısmında, seyahatnamenin içeriğine yahut seyahatname yazarının görüşleri dikkate alınarak genel bir girizgâh yapılmıştır. Kitap tanıtımlarının girizgâhlarında kimi zaman coğrafya üzerinden hareketle açılış yapılmış, kimi zaman yolculuklardan ve keşiflerden bahsedilmiş, tanıtılan kitapla ilgili okuru neyin beklediği hakkında kısa öz fakat etkili ve bilgilendirici usul ve üslup kullanılmıştır. Misalen “Süleyman El-Tacir Seyahatnamesi – Doğu’nun Kalbine Seyahat isimli kitabın girizgâhında şu değerlendirme cümlesi yer almaktadır: Ortaçağların en önemli seyahat vesilesi ise ticarettir.” (syf:24) Girizgâh kısmında tanıtımı yapılacak kitapla ilgili yahut yazarın kendi seçtiği bir konu hakkında bilgilendirme sonrasında sıra; seyahatnamelerin yazarına, tercümanına eğer hakkında bilgi sahibi ise yazar seyahatnamelerin bulunuş hikâyesine geçilmiştir. Yazarın yaşamı ve mesleği, seyahat sebepleri değerlendirilmiştir. Kimi zaman seyyahlar maceraperest olarak kaderlerinin peşinde yollara düşmekte, okyanuslar, dağlar, yollar nice badireler aşmakta; kimi zaman tutulan seyahatname bir göreve mebni olarak toplumun yapısı, yaşantısı, siyasi durumu hakkında bilgi edinilme amacını taşımakta, kimi seyyahlar ise dini vecibe doğrultusunda seyahat etmektedir: “Rubruk’un görevi sadece basit bir posta memurunun yapacağı iş değildir. Onun amacı mensup olduğu dini yayarak Moğol hanlarını Hristyan yapmak, gözlemleriyle istihbarat toplamak, sonuç olarak olası Moğol istilasının önüne geçmektir. Bu amaçla gördüklerini, duyduklarını ve yorumunu kattığı istihbarat içeren izlenimlerini kayıt altına almakta ve Papa’ya sunacağı raporunu şekillendirmektedir. Fakat Rubruk’un yazdıkları zamanla istihbarat raporunun klasik kalıplarını kırarak döneminin siyasi, iktisadi, idari, sosyo-kültürel ve özellikle de dini hayatı hakkında kıymetli bilgiler sunan bir tarih vesikasına dönüşmektedir.” (syf:62) Her ne kadar amaçlar farklı olsa da, en nihayetinde insanlığın ilk tarihinden itibaren seyahat seyahat içindir desek yeridir. Ne demiş atalar seyahat et sıhhat bul! Seyahat ya Resulallah! Seyahatname yazarının hikâyesi, seyahatnamelerin kaderinden sonra seyahatnamelerin değerlendirilmesine geçilir. Her seyahatnamenin yazılışı ayrı bir amaç ve farklı özellikler ihtiva etmektedir. Kimi seyahatnamelerde basit ve sıradan bir dil, öznel cümleler, seyahatname yazarının yeri gelince doğru ve hakikat yerine kendi görüşlerini öne geçirmesi söz konusu iken, kimi seyahatname yazarlarının dili bilimsel dile yakınlaştığı, seyahatnameler içerisinde yer alan bilgilerin de adeta bilimsel bir hakikati ifade eder tarzda yazıldığı ifade edilmiştir. Kimi seyahatnameler gezilen ve görülen yerlerin fotoğrafik olarak satırları aktarımı olmaktan ziyade içinde yaşanılan, seyahat edilen toplumun özellikleri, siyasi durumları dahil bir çok ayrıntıyı içermektedir. Sadece seyahat amacına özgülenmekten çıkan kimi seyahatnamelerden söz etmek mümkündür. Seyahatnamelerin içeriği ve aktardıklarının değerlendirilmesinden sonra yazar eğer varsa seyahatnamelere yahut çevirmenlerine yönelik eleştirilerini sunar. Kimi seyahatnamelerin çevirilerinde sadeleştirme yapılmaması, kimi seyahatnamelerde yer alan kavramların ve kelimelerin dipnotlarda çeviriye yansımamasının seyahatnamenin okunurluğunu azaltmasına sebebiyet verebileceği ifade edildiği gibi, aynı zamanda seyahatnamelerin anlaşılmasını zorlaştırdığı vurgulanır. Seyahatnameler en nihayetinde bir edebi türdür, saf akademik amaçlı bilgi aktarımını tercih etmezler. Bu kapsamda dilin kullanımının özenli olması ve yer yer açıklamalara yer verilmesi gerektiği ifade edildiği gibi, seyahatnamede geçen yerlerin, kelimelerin, davranışlara yönelik açıklamaların yer alması hem okuyucunun okumasını yardımcı nitelikte olduğu gibi aynı zamanda bilgi zenginliğine kaynaklık etmektedir. Bu sayede okunan bir seyahatnameden elde edilen gelir bire bin nispetinde değerlenmekte, okuyucuyu pasif ve edilgen olmaktan kurtarmanın mümkün olduğu ifade edilmektedir. Seyahatnamelere ilişkin yazarın eleştirilerinin en önemlileri; kimi seyahatnamelerde seyyahın yol güzergahını içerir bir haritanın sunulmaması oluştururken, kimi seyahatnamelerin son kısmında kaynakçanın yer almaması kimi kitaplarda indeksin bulunmaması yazarın seyahatnamelere ilişkin eksik gördüğü ve eleştirdiği söylenebilir. Kimi seyahatname çevirileri yönünden yapılan değerlendirmelerde; seyahatnamenin çevirisi, sonunda seyyahın yolculuğunu gösterir haritanın yer alması ev çevirmenin seyahatnamede yer yer kendisinin açıklamalarda bulunması ve notlarla zenginleştirmesi çevirmenin rolünün önemli olduğunu gösterir. Seyahatnamelerin ve seyyahların seçiminde Moğollar, Osmanlı İmparatorluğu, Rusya, Ortadoğu bölgeleri özellikle tercih edilmişse de bunun istisnası bir seyahatname yer almaktadır: “İlyas Hanna Seyahatnamesi Bir Osmanlı Tebaasının Güney Amerika Yolculuğu 1668-1683”. “Seyahat Diyen Kitaplar” ile okuyucu 25 adet seyahatnamenin yazarı ve çevirmenlerinden, gezilen yerlere, toplumun alışkanlıklarından, yaşantılarına, seyyahların gözlemlerinden yazarların amacına kadar dünyanın farklı yerlerine yolculuk yapmakta, yazılan seyahatnamelerden bilgi sahibi olmaktadır. Aynı zamanda kitap tanıtım ve kritiğinin titiz işçiliği de dikkatlerden kaçmamaktadır. Bütün bu hususlar eşliğinde sizi Güney Amerika’dan Çin’e, İstanbul’dan, İran’a bir seyahate davet eden kitabın davetine icabetle buyrun diyelim bir daha: “Seyahat Ya Resulallah!”
Seyahat Diyen Kitaplar
Seyahat Diyen KitaplarZafer Saraç · Post Yayınevi · 202094 okunma
··
27 views
Kitap Şuuru okurunun profil resmi
Tebrikler kardeşim, 32 numaranız. Bol şanslar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.