Kitabın yazarının, Lost Library’nin kurucularından biri (kod adı: Ningauble) olduğunu belirtmek isterim ve eski bir takipçisi olarak okuduğum hikayelerinin çoğunu kitaplaştırmış kendisi. Kitabı bitirdim ve birkaç kelam etmek isterim. Birincisi, bu kitap bir yol değil yolların hikayelerinden oluşuyor. Yazarın kendi anılarından derlediği yolların hikayesi ve okudukça siz de bu yolları birlikte geziyorsunuz onunla. Yer yer ağlatan -ama romantizm ağlaması değil- yitirilen dostlar-dostluklar içinizde derin bir sızı uyandırıyor. Her bitiş yeni başlangıç derler ya hani yazarın her bitişi başlangıcı gibi çılgınlıklarla dolu. Bir yandan masum, hayal gücü çok güçlü bir çocuk çıkıyor karşınıza, bir yandan mahallenin genç delikanlısı, bir yandan üzen ve üzülen yerinde duramayan koca bir erkek. Aslında onu büyüten, olgunlaştıran, çocukluğundan çıkartmayan her şeyi kendisi birebir anlatıyor. Ona hem kızıyorsunuz, hem hak veriyorsunuz, hem de seviyorsunuz okudukça. Adrenalini yüksek, yerinde duramayan, kendisinin bile yolun sonunu bilmediği sanırım bilmekte istemediği her şeyi sizinle paylaşıyor. Ara ara onu durduran yani mola verdiren ilişkiler söz konusu aslında biraz da bunu dinlenmek ihtiyacını karşılayıp kendi monologlarını size çekinmeden anlatan bir adam. Gittiği, gezdiği şehirleri, ülkeleri, yolda karşılaştığı insanları size o kadar güzel anlatıyor ki hem düşündürüp,hem güldürüp, hem de duygusala bağlatıp, kendinizi de sorguladığınız duruma düşüyorsunuz. Ve ara ara hayallerden çıkıp bir hikayesiyle gerçekleri Tokat gibi yüzünüze vurup bir silkeletiyor. Daha fazla yazabilirim ama sizi sıkmakta istemiyorum. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Gölgedeki AdamAli Aksöz · Nemesis Kitap Yayınları · 202037 okunma

·

308 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Emel Güzeloğlu