Halis niyetlerle kurulmuş bir yapının nasıl terör örgütüne evrildiğini anlamaya çalışıyorum. Bu sebeple okumalarımın arasına bugünlerde güncel kitapları sıkıştırmak istiyorum. İşte konuyla ilgili okuduğum ilk kitap Fehmi Koru’nun Ben Böyle Gördüm kitabıydı. Kitap bu martta çıkmış piyasaya. Yani 15 Temmuz darbe girişiminden önce. Ömrümce yaşadığım siyasal ve sosyal olayların perde gerisini bu kitapta okumak hoştu. Yazarın örgüte ve siyasete yaklaşımı genel olarak mesafeliydi. Yani körü körüne bir kabullenilmişlik yoktu. Hem örgütün, hem de sadece günümüz siyasi portrelerinin değil; geçmişten bugüne bütün siyasetçilerin -kendince-yanlışlarına mesafeliydi. Bazı olayların gelişiminde aklının almadığı yerleri de yazmış. Cevabını bulamadığı sorular var. Neden böyle oldu bilmiyorum, anlamıyorum dediği çok nokta var. Bu noktalardan hareketle bir üçüncü elin bu yaşananlarda parmağı olduğu izlenimini veriyor. Kitapta zaman gazetesinin kuruluş serancamı, örgüt liderinin 1971’de tutuklanması, 1980’de kaçıp saklanması, örgütün görünür hale gelmek için verdiği mücadeleleri, Abant toplantıları ve maksadı, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın ramazan iftarları, bu iftarlara davet edilen diğer dinlerin temsilcileri, yurt dışı okul açma mücadeleleri, hemen her liderden aldıkları referans mektupları, himmet toplantılarının ne şekilde olduğu, vaat edilen miktarların mutlaka tahsilinin yapıldığı, örgütün kibri, büyüklenmesi, sisteme kafa tutar hale gelmesi, dersanelerin örgüt için önemi, hayatını kaybeden örgütün önde gelen isimleri bugün yaşıyor olsaydı belki bugünkü olayların yaşanmayabileceğini, örgütün siyasete ilgisini, yurt dışındaki düşünce kuruluşlarıyla yakın temasını ve daha neler neleri okudum. Aynı şekilde siyasetin de ve özellikle bugünkü siyasi oluşumun da yurt dışında ve yurt içinde bir çok mahfile kendini kabul ettirebilmek için örgütten azami derecede yararlandığını da okudum. 25 Aralıktan önce, 17 Aralıktan sonra yazarın başbakanla görüşmesinde Tayyip Erdoğan’ın şu cümlesini hak vererek ve biraz da hüzünle okudum. “Biz bunlara ne kötülük yaptık? Tam 17 üniversiteleri var ve hepsinin açılış kararlarının altında imzam bulunuyor.” Örgütle ilgili şu değerlendirme de Fehmi Koru’dan: “Tevazu çoktan ortadan kalktı. Eskiden insanlara hizmete koşulurdu, sonraları insanlardan hizmet beklenmeye başlandı. Küçük insanları hizmete koşan bir hizmet hareketi, giderek, para, makam ve iktidar sahiplerine daha fazla değer vermeye başladı.” Şu sıralar bu konularda yazı yazmak o kadar da kolay değil. İlber Ortaylı’nın da dediği ortamın durulmasını bekleyip görmek lazım. Kitabın önsözünde yazar kitap hakkında şöyle yazmış: “Şahsi gözlem veya bizzat tanıklıkla ilgisi olmayan bölümleri bile, gözlemlerime ve tanıklıklarıma dayalı değerlendirmelerimdir. Herkes benim bu kitapta anlattıklarımdan hareketle kendi değerlendirmelerini yapabilir ve sizin varacağınız sonuçlar benimkilerden farklı da olabilir. Gerçeğe başka nasıl ulaşılabilir?” Kitap yazıldığında 15 Temmuz darbe girişimi olmamıştı. Doğrusu Yazarın bu son durum hakkındaki yorumlarını da ayrıca okumak isterdim.

Ben Böyle GördümFehmi Koru · Alfa Yayıncılık · 201636 okunma

·

18 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sait Köşk