Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okumaya başlar başlamaz gri hücreler harekete geçti, çocukken dinlediğim anılar aklıma geldi. Baş karakterlerden Mehmet Ali; " 26 Kanuni Evvel 1939'da iki buçuk yıllık askerliğimin bitmesine 11 gün var." diyor. Babam 1932 doğumluydu. Onların askere gittiği dönemde karacılar 18 ay, denizciler 36 ay, havacılar ise 5 yıl askerlik yapıyormuş. Babamda Gazetecilik Yüksek okulunu bitirince askerlik için müracaatında kendini havacı olarak yazdırmış. Askerlik şubesinden dedemi aramışlar; " Vali Bey, oğlunuz havacı olarak yazıldı ne yapalım?" diye durumu bildirmişler. Dedemde;" Karacıya çevirin, sıradan, hakkıyla nereye gidecekse gitsin." demiş. Tabii babam eve gidince dedem: "Neden?" diye sormuş, babamın cevabı: "Uçakların makine aksamını görmek, uçak kullanmak için." demiş. Şimdi tüm branşlar aynı ve uygulana süre uzun deniliyor, herkes kısalmasını istiyor. O dönemde sadece radyo dinleniyor; müzik programının radyo anonslarında; güftekar, bestekar, makam, saz heyeti ya da orkestra bilgileri veriliyor. Şimdi ise sadece şarkı adı ve söyleyen anons ediliyor ( maalesef diğer emekçiler bilinmiyor). Radyo her bölümde geçince eski radyo programları, anonslar aklıma geldi. Çocukken 'Günaydın' anonslarına çok gülerdim, aynı zamanda gong efekti korkuturdu, gong sesinden sonra: "Günaydın, bugün 12 Kasım 2019, saat sabah 9, Demirbank iyi günler diler." gibi anonslardı. Cemre, Sibel'in yaşadıklarını dinlerken toplumun kanayan yarası kadına şiddeti okurken bir detay aklıma takıldı; bu istatistiklere yansıyan ama üzerinde durulmayan bence önemli bir ayrıntı: şiddeti uygulayanlar açısından eğitimi, kariyer sahibi olması, ekonomik durumu fark etmiyor. Bu örnekte e şiddeti gören tekstil mühendisi; uygulayan makine mühendisi, büyük bir fabrikada mühendis ekibinin başı; ikisi de büyük şehirde büyümüş. Şiddetin sebebi de ilk sıralarda yer alan, eşe ihanet. Eşler arası ihanette ( genelde ihanet eden taraf erkek; şiddeti uygulayan tarafta erkek) ise zaten bir kriter yok, her kesimde var. Acaba ihanetin ortaya çıkması, suçluluk psikolojisi mi erkeği şiddete yönlendiriyor? Kitapta birçok şarkının adı geçiyor, bazılarını unutmuşum, bazılarını kaçırmışım o yüzden hepsini dinledim. Can Kırıkları- Şebnem Ferah, Tebdil-i Mekan - Sezen Aksu, Mehri Mai Mina- Despina Vandi, Poetry In Motion (birkaç versiyonu vardı ben Johnny Tillotson'dan dinledim, eski Hollywood müzikallerini çağrıştırdı); hepsi çok güzeldi, iyi ki dinledim. Ama bu müziklerin içinde benim favorim Les Feuilles Mortes, bunu da Yves Montand'dan dinledim, harikaydı. Çocukluğumdan beri Yves Montand'ın sesine hayranım, Fransız şansonlarını severim. Kitapta bahsi geçen "Beklenmeyen Misafir" filmini de en kısa zamanda izleyeceğim. Film bilgilerine bir göz attım: Sidney Poitier, Spencer Tracy ve Katherine Hepburn baş rollerde, film birçok Oscar ile Altın Küre kazanmış. Buda gözden kaçanlardan, izlemek lazım. Sayfa sayısı sizi korkutmasın, rahatlıkla, keyifle birkaç nefeste okuyacağınız bir kitap.
Benimle Oynar Mısın?
Benimle Oynar Mısın?Meltem Sarsılmaz · Kanon Kitap · 201954 okunma
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.