Gönderi

164 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Ölü Ruhlar Bölüm 1: Kürk Mantolu Madonna
"Her şeyi, her şeyi, bilhassa ruhumu hiç bulunmayacak yerlere saklamalı." Merhaba 1K okurları. Okuduğum kitap sayısı normalde "1" sayısından ibaret değil. Fakat, okuduğum kitapların neredeyse hiçbirini "yeterince" hatırlayamadığımı fark ettim. Evet, okuyorum, ana fikri ve konusu belki aklımda ama karakterler uçmuş, cümleler yok, kitabın ruhunu tamamen kaybetmişim. Buna okuma dediğim için kendimden utandım ve okuduğum tüm kitapları hiç okumamışım gibi sayarak profilimden kaldırdım, tıpkı geçmiş yıllarda okuduğum kitapların kendilerini beynimden kaldırdığım gibi. Bilinçli bir okuyucu olmak için de kitapları okurken not almaya başladım, kitabı okuma sürem birazcık uzuyor, bunun farkındayım ama diğer türlü de kitabı unutma sürem kısalıyor. Normalde 1 günümü alacak kitabı anlaya anlaya okuduktan sonra 5 günümü buldu. Evet, bu şekilde okumaya devam edeceğim çünkü diğer türlü sadece yaprakları çevirmekten başka bir şey yapmıyorum. Ben dijital teknolojileri kullanan birisiyim. Deftere not almam, alıntılarımın, incelemelerimin, notlarımın hepsini "Word" adlı programda tutarım, incelemeleri de sonradan buraya atarım. Ara sıra bunları okuyarak, kitap hakkındaki bilgilerimi tekrardan tazelerim. Kürk Mantolu Madonna, Hayvan Çiftliği kitabı ile birlikte okuduğum, okuma zevkini tekrardan kazandığım birkaç kitaptan biriydi. Bu yüzden, değerli bir kitap da benim için. Kitap hakkında karalamaya başlayacağım, ancak bundan önce ilk önce kitabı sonra da yazarı tanıtmak istiyorum. İlk baskısı Remzi Kitabevi'nde 1943 yılında çıkıyor. Yapı Kredi Yayınları'ndaki ilk baskısı ise 1998 yılının Şubat ayına denk geliyor. Ben ise 2019 yılının Mart ayında basılan 96. baskısını okudum. Bu muhteşem bir şey, 96 baskı demek çok yüksek rakamlarda satış demek. Türk gencinin -benim gibi- bu tarz kitapları okuyup büyümesi çok iyi. Alınıp kenara mı atıyorlardır bilmiyorum ama bunu yapıyorsalar Pinokyo'nun bu konu hakkında söyleyecekleri var: youtube.com/watch?v=IIv7E-6... Her neyse, 2019 yılından itibaren Sabahattin Ali kitapları artık telifsiz. Yani, her türlü yayınevi baskı yapabiliyor, satış yapabiliyor. Fark etmişsinizdir, 2 liraya kadar düşen fiyatlar var. Zaten Sabahattin Ali kitapları çok pahalı olmadığı için sanırım bunu tüm okurlardan rica edebilirim: Lütfen ucuz diye adını sanını duymadığınız yayınevlerinden Sabahattin Ali okumayın. Son dönemlerde Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları da Sabahattin Ali kitaplarını basmaya başladı, Yapı Kredi Yayınları ve TİBKY dışında hiçbir yayınevinden okumanızı tavsiye etmiyorum. Günümüz Türkçesi adı altında Cumhuriyet döneminde yazılmış önemli bir eserin estetiğini bozan bu yayınevlerine destek vermeyin. "Genç okurların da, gerçek edebiyat zevkini ancak, Halit Ziya’lardan Sabahattin Ali’lere, onlardan günümüze uzanan, Cumhuriyet dönemi edebiyatımızın dil zenginliği ve lezzeti taşıyan bu yapıtlarını “aslından” okumakla tadabileceklerinin bilincinde olmaları, dünden bugüne düşen ışığın kaynaklarına ilgi göstermeleri kendi kazançları olacaktır.” Füsun Akatlı'nın 2002 yılında Yapı Kredi Yayınları'nın bastığı Kürk Mantolu Madonna kitabı içinde yazdığı önsöz. Kürk Mantolu Madonna'nın konusu karmaşık değil. Raif, Almanya'ya babası tarafından savaş içindeki Türkiye'den adam olup sabun yapsın diye gönderildikten sonra, kısa bir süre geçmişken bir müzede "Kürk Mantolu Madonna" tablosu ile karşılaşır ve tablonun resmettiği "Maria Puder" adındaki kadınla tanışarak sonunda ruhundaki koca boşluğu dolduracak olan kişiyi bulur. Kitap hakkında detaylı bir incelemeye başlamadan önce birkaç alıntı örneği ile kitabın küçük küçük değindiği noktalara dikkat çekmekte fayda var: Dediğim gibi, kitap savaş döneminin (kısmen) içinde geçiyor, dolayısıyla buraya değinmeden olmazdı: "Herkesin Almanya’yı kurtarmak için kendine göre bir fikri vardı. Fakat bütün bu fikirler hakikaten Almanya’ya değil, her birinin kendi şahsi menfaatlerine bağlıydı. (s:52)" İnsanların fikirleri hiçbir zaman bitmez, bu fikirler bir yerde "hayat" dediğimiz ipe takılır: “Nasıl bir plan başarısız olmaz, biliyor musun Ki-woo? Plansız olmak. Plan yapmamak. Neden biliyor musun peki? Bir plan yaparsan, hayat o planını hep bozar. (Parasite filmi: Film biliyorsunuz oscar'dan eli dolu döndü, pek takdir ettiğim veya umursadığım bir ödül töreni değil politika ve reklama dayalı olduğu için, ama filmi izleyenler için detaylı bir incelemem var: boxd.it/Zb2gL . Eğer olurda izlerseniz, bir bakar, farklı bir pencereden filme bakmış olursunuz. İzlemediyseniz de kesinlikle izleyin.)" Kitapta insan ilişkilerinden daha çok "karakterin içindeki boşluğa" odaklanıldığı için gözden kaçıyor, fakat kitabın belli kesimlerinde insanların nasıl alçak düşüncelere, kurnazlıklara, hırsızlıklara, zararlı olabilecek herhangi bir fikrin faydalı fikirden üstün geldiğine değiniyor: " Bilhassa eniştelerimin, bir türlü sonu gelmeyen bu gömü araştırmalarına için için güldüklerinin farkındaydım. (s:143)" Bu dakikadan sonra kitabı detaylı bir şekilde inceleyeceğim, yani sürpriz kaçıran dediğimiz cümleler kullanacağım. Kitabı okumadıysan eğer başka kapıya, okuduktan sonra gel, kapımı tıkla, tıklamaya yeltendiğin an açıldığını göreceksin. Güle güle, başlıyorum. "Onu gece vakti sokaklara düşüren acaba içinin bu boşluğu, hayatının bu gayesizliği değil miydi?.. (s:36)" Kitabın ilk kısmında Raif Efendi'nin durumunu görüyoruz. Dünyadan soğumuş, "inanma" yetisini tamamen kaybetmiş, kimseyle konuşmayan, içine kapanık, söylemek istediği çok fakat hepsini içinde tutan, karşısında herkesin içinde ona bağıran Hamdi Bey'i sadece ona bakarak "resmedecek" kadar hayatın tokatını yemiş, insanları derinden tanıyan, küskün bir abimiz. Peki Raif, nasıl bu duruma geldi? Niye insanlara bu kadar uzak. Boşlukta olmak onu gerçekten mutlu ediyor mu? Raif neden insanlara bu kadar uzaksın? Cevabını duyduktan sonra ise şok etkisini belki de atlatamadınız, düşünemediniz, yorumsuz kaldınız... Raif'in aradığı şey aslında hepimizin aradığı tek şey... Hayata tutunabilecek bir dal... "Tablo, aslını görmek kudretini gözlerimden alacak kadar mı beni sarmıştı? " Almanya'ya giden Raif, hayata tutunacağı dalı Berlin'deki bir müzede, Kürk Mantolu Madonna tablosunda bulur. Etrafındaki hiçbir şeyi görmez bu dakikadan sonra, sadece Madonna vardır onun için. Hayatı boyunca kimse, bu tablo kadar onu etkilememiştir. Bu tablo, içindeki boşluğu resmediyordu Raif için. Tablodaki Kürk Mantolu Madonna keşke onun olabilseydi. Bu düşünceler içinde kaybolan Raif, yakınına kadar giren Madonna'yı göremez, tablonun o kadar tesiri altında kalmıştır. Maria Puder'e değil, tablonun ona resmettiklerine aşık olmuştur. "+ Berlin’de yalnızsınız değil mi? - Ne gibi? + Yani… Yalnız işte… Kimsesiz… Ruhen yalnız… Nasıl söyleyeyim… Öyle bir haliniz var ki… - Anlıyorum, anlıyorum… Tamamen yalnızım… Ama Berlin’de değil… Bütün dünyada yalnızım… Küçükten beri… + Ben de yalnızım… Boğulacak kadar yalnızım… hasta bir köpek kadar yalnız…" (s:77) Raif karakterini azıcık da olsa ele aldık, biraz da Maria Puder'e bakalım... Bu diyalog, önemli şeyleri resmediyor: Maria Puder, Raif'ten daha kompleks ve anlaşılması birazcık zor bir karakter. Dönemimizin "feminazilerini" az çok andırmıyor değil başlarda. Ama sonradan alışıyorsunuz sonra, iki ruh, farklı bir ruh arayışında. Maria Puder'in bu ruhu bulamama sebebi, inanma duygusunu kaybetmesi. İnanç, çok önemli bir şeydir arkadaşlar. Raif'in kitabın başındaki tavırları, karakteristik özellikleri -evet okuduğu kitaplar da etkiliyor tabii- tamamen etkisinde kaldığı ruhtan, Maria Puder'den kaynaklı. Maria Puder'in elinden alınan "inanma" duygusunu, Maria Puder'de Raif'in elinden alıyor, istemeden de olsa bunu yapıyor ve Raif tamamen içine gömülüyor... Ta ki, bebek detayına kadar. "İnsanlara kızmama imkan yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi? İnsanları sevmeme ve onlara tekrar yaklaşmama da imkan yoktu; çünkü en inandığım, en güvendiğim insanda aldanmıştım. Başkalarına emniyet edebilir miydim? (s:150)" Raif, bir gün Almanya'da kaldığı pansiyonun sahibi olan Frau Van Tiedemann ile Ankara'da, Maria Puder'le tanıştıktan on sene sonra karşı karşıya gelir ve onunla sohbet eder. Maria Puder hakkında soru sormaya çekinir, içine kapanmaya devam eder ancak en sonunda merakına yenik düşer ve sorar, Maria Puder'in öldüğünü öğrenir, çocuğunun olduğunu öğrenir. Öğrenir de öğrenir, tüm hayatı boyunca aradığı ruhu bulan Raif, 10 yıllık süre boyunca yüzünün hiçbir tarafını hatırlamadığını sandığı Maria Puder'i karşısında görür ve orada ölür... "On seneden beri ona karşı duyduğum hiddetin, etrafıma karşı kendimi aşılmaz bir duvar içine alışımın hakiki sebebini şimdi anlıyordum: On sene, hiç azalmayan bir aşkla, onu sevmekte devam etmiştim. İçime ondan başka kimsenin girmesine müsaade etmemiştim." Keyifli okumalar dilerim, bilinciniz açık bir şekilde kitaplarla, kaliteli filmler, müzikler, resimler... Kısacası, sanatın kendisi ile kalın!
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317.2k okunma
··
80 views
Umut okurunun profil resmi
Yazarı tanıtmayı unutmuşuz :D
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.