Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Herkes Fatih olma peşinde kimse İstanbul olmak istemiyor
Hepimiz 21 yaşına gelince kendi İstanbul'umuzu fethetme gayesiyle büyüdük. 19 yaşına geldiğimiz de herkes bize "Fatih'in İstanbul 'u fethettiği yaştasın, nelerle uğraşıyorsun,," gibi laflar etti. Bize izlettikleri onca çizgi filme rağmen hiç birimiz ergenlikten sonra Heman, Süperman, spider Man, batman olmayı hayal etmedik. Hepimiz Fatih olmanın peşine düştük. Buraya kadar herşey güzel görünüyor. Peki, Fatih olmayı hedeflemek ne kadar masum? Asırlar boyunca müslümanlar çocuklarını edeple yetiştirdiler. Onlara daha minik yaşlardan itibaren iyilikleri, güzellikleri aşıladılar. Nasıl yaptılar bunu? Kağıda kaleme hürmet etmeyi öğrettiler mesela. İlim huzurunda diz çökmeyi bellettiler. Anaya babaya saygılı olmayı, bir büyük gelince ayağa kalkmayı gösterdiler. Her işe sağdan başlattılar, her sonu hamdla bağladılar. Böyle böyle AYAK UÇLARINA BAKAN AMA GÖKYÜZÜNÜ GÖREN nesiller büyüttüler. "sen de Mevlana olacaksın, senin yaşındayken Şah-ı Nakşi bend'de (r.a)senin gibiydi. Bu devrin Akşemseddin'i (r.a) sen olmalısın." demediler, diyemezlerdi.çünkü kendini büyük görmeye, büyük birinin yerine koymaya yabancıydılar. Dedelerimiz çocukken hayal kurmadılar mı? Elbette kurdular. Ama neyin hayalini kurdular biliyor musunuz? İslam ordusunun sıradan bir neferi olmanın, bir Allah dostunun gül simasını görmenin, Peygamber Efendimiz (sav) in rüyalarına teşrif etmesinin hayalini kurdular. Ellerine oku, Sad bin Ebu Vakkas hazretleri (rah) gibi olmak için değil O'nun yolundan gitmek için aldılar. Kalemi mürekkebe devrin İmam-ı Azam'ı (r.a) olmak için değil O'nun ilminden bir nebze olsun nakleden bilmek için batırdılar. Müslümanların hükmettiği cihanın evlatları böyle yetiştiler.. MOSTAR DERGİSİ
··
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.