Gönderi

Bizde 1930dan itibâren gittikce yükselen bir millillik dalgası var. Almanyadaki nasyonal sosyalisme paralel giden bir olay bu. İtalyaya da 1922de faşism gelmiş. Bu ikisi biribirine çok karıştırılıyor. Meselâ nasyonal sosyalistlere faşist deniyor. Nazism ile faşism iki ayrı ideolojidir. Faşismde belirli bir milletin geçmişi, tarihi ululanır; kültür eserleri, dili, dini, mimarisi, edebiyatı göklere çıkarılır. Faşismin derdi bu. Nasyonal sosyalismde bunların üstünde durulmaz. Onlara göre milletin dayandığı biyolojik esâslar önemlidir. Bugünkü adıyla gen -o zamanlar kan deniyordu; kabile devrinden kalma bir lakırdıdır bu--. Mustafa Kemâl Paşa ile etrâfındaki zevât millîleşirken, faşism ile nasyonal sosyalismi durmadan biribirine karıştırıyor. Felsefî yetkinliği olmayan adamlar hepsi. Mustafa Kemâl Paşa felsefeyle işgörülmesi gerektiğini anlıyor. Ama felsefeyi, bir şişeyi alıp masaya koyar gibi getiremiyorsunuz. Derin bir geçmişe ve temellere ihtiyâç var. Edindiğimiz ve yaklaşık Ondördüncü yüzyıldan beri kaybettiğimiz İslâm felsefesi burada işe yaramıyor artık, açıklayamıyor dünyayı. Yeni durumlari izâh edecek bir felsefemiz de yok. Meselâ bizde hâlâ bir milliyetcilik dalgası eser; fakat onun neye dayandığı bilinmez. Bilinmediğinden ötürü de başımıza çok işler açar. Yer yer faşismin lâfızlarıyla, yer yer de baskın bir biçimde nasyonal sosyalistce konuşulmasına neden olması gibi. “Muhtâc olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur” cümlesi meselâ. Bundan daha nasyonal sosyalistce bir lâf olamaz. Hitler’in bile tevessül etmediği diğer aşırı bir ifâde de “ne mutlu Türküm diyene.” Bu muammâ, bir türlü açıklanamaz; çünkü bilinci yoktur. Mustafa Kemâl Paşada varmıydı, yokmuydu bilmiyorum. Onda vardıysa da, onun dışında kimsede görmüyoruz. Bizde bunun gibi birçok olay anlaşılmamıştır. Bugün bu, kültür v.b. diye tevil ediliyorsa da, tamamıyla kavmi ve kavmiyetcidir. Sonra başını Nihal Atsız’ın çektiği nasyonal sosyalist bir nesil yetişiyor. Ellerinde pergellerle, gönyelerle çıkıp kafatası ölçüyorlar. Gençlik yıllarımda vardı bunlardan. MHPnin yeni yeni palazlanmağa başladığı günlerde Türkcü, milliyetci dergilerde “kafatasımız, Türk tipi kafatası nasıldır, nasıl olmalı ve ne ölçüde olmalıdır?” gibi lâflar ediliyordu.
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.