Gönderi

200 syf.
·
Not rated
·
Liked
*Etkinlik için değerli yazarımız Ali Bayram’ın kaleminden Arsine adlı eserini okudum. Ali Bayram’ın yüreğine sağlık, kalemi daim, başarı yolu açık olsun. Arsine, Yunus Nadi Roman Ödülüne aday olmuş bir eser. Kapakta “ tehcirde bir Ermeni kızı”; arka kapakta “ tarihe tanıklık etmenin aşk hali” diyor tanıtım cümlesi olarak. * "Ermeni tehcirinde gizli kalmış gün yüzüne çıkmamış nice hikayeler vardır... Tehcir anında tren vagonunda dünyaya gelen Arsine'nin Ayşe nine oluşuna kadar geçen acı dolu yaşamın gerçeği... Acı, ölüm ve feryat ile Arsine' nin 100 yıl önce başlayıp Ayşe nine olarak sevinç ve gözyaşı ile biten yaşam öyküsü... (Tanıtım Bülteninden) Arsine'nin hüzünlü gerçek yaşam hikayesi (Samsun'un Kavak İlçesinde yaşanmış) sizleri de bir hüzün yumağı olup, hikayenin içine çekecek. * Tehcir Kanunu veya resmi adıyla Sevk ve İskan Kanunu, 27 Mayıs 1915'te Osmanlı hükumeti tarafından I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç kanunu. Hükümet, tebaasının bir bölümünü, sivil halkı, çoluk çocuk; malsız mülksüz, yüzlerce kilometre öteye yaygın bir şekilde sürmekteydi. *Bu kanun sonucunda Arsine’nin ailesi de göç listesindeydi. Öncesinde olanlar, göç sırasında yaşananlar, sonrasında çekilen acılar üç kuşağın yaşadığı acılarla Arsine’de toplanan hüzünlü hikaye… *Daha öncede mübadele, soykırım ve techir ile ilgili kitaplar okudum. Kalbimde Bir Yara Bozcaada / Tolga Aydoğan, Paslı Anahtar / Uluç Özüyener, Kanadı Kırık Kuşlar / Ayşe Kulin, Mor Kaftanlı Selanik / Yılmaz Karakoyunlu gibi bu konularda ki tavsiye kitaplar listesinde yerini aldı. *Naçizane fikrim; bir sürü kavga, döğüş, mafya senaryoları yerine dizi ya da film senaryosu olarak değerlendirilebilecek nefis bir hikaye… * Bir daha böyle acılar yaşanmaması dileğiyle, kitaptan alıntılarla; yeni bir yorumda buluşana kadar kitapla kalın diyerek vedalaşalım… + Hep masumlar iyi niyetinden vuruldu. Kötüler onların duygularını meze yaptı. +Öküzler yorulmuş, kağnılar gitmekte zorlanıyordu. Küçük kıyametin öteki yüzü müydü yaşananlar, kimse kestiremedi. +O gece, karanlıkta bir at arabası üstünde dört cenaze ile acımasız bir günde gözlerini dünyaya açan, annesi ve babası gibi kadersiz bir kız bebek köyün yolunu tutmuştu. +Tren, askerler eşliğinde, vagonlarında yüzlerce insan kalabalığı ile bilinmezliğe acı düdüğü öterek ve kara dumanı tüterek hareket etmişti. Koynunda sarı liraları olan ama aç karnına fayda etmeyen Rafuel’in ailesinden kimsesi yoktu artık. + Bir rüzgar misalidir yaşamak, acıların asla dinmez. Ama ümitler hep birer fırtınadır. +Dökülen saçları, yüreğinde ki gözlerine vuran hüzün darbelerine karşı gelemiyor, gözlerinden sakallarına düşen tane tane gözyaşları Rafuel’in sağ olmasına sevinci ve bu yaptığı ince düşüncesine hayran kalmıştı. +Güneş bile doğarken üstüme acıları sere serpe döküyor, bunca acı ve keder biri bitmeden diğeri başlıyordu. Keşke babam ve annem yaşasalardı. Benim de sarı saçlarımı tarayan bir annem olsaydı, şöyle yürekten, candan; - Kızım benim, mavişim, diyecek bir babam olsaydı…
Arsine
ArsineAli Bayram · Deva Yayıncılık · 2014234 okunma
··
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.