Gönderi

Bir Kaide [Aklî İmkânsızlık Başka Bir Şey, Aklın Uzak Bulması da Başka Bir Şeydir. Çünki İmkânsız Bir Şey Akla Ters Düşer. Aklın Uzak Gördüğü Şey De Akla Değil, Âdete Ters Düşer. Aklın ve âdetin hükümleri birbirlerinden ayrı ayrı şeylerdir. Onları Bir Saymak Hatâdır. Çünki Muhâlin, Yani İmkânsız Bir Şeyin Olması Ebediyyen Mümkin Değildir. Hâlbuki Aklın Uzak Bulduğu Bir Şeyin Olması İse Mümkindür. Muhâl’i, Yani İmkânsızı, Aklın Hilâfınadır Diye İsimlendiririz. Ama Aklın Uzak Bulduğu Bir Şey İse, Akılla İdrâk Edilmeyen Bir Şeydir.Açıktır ki İkisinin Arasında Bir Birlik Yoktur.][7] ------ .Şurasını biliniz ki; Nebî-aleyhimü’s-salavâtü ve’t-teslîmât’lerin mu’cizelerinin tamamı aklen değil, âdeten muhâldir.(Ki onları biz müstebeat yani olması uzak ihtimâl şeyler diye isimlendiririz.) İnsanlarsa âdeten muhâl olanla aklen muhâl olanın arasını ayırmazlar ve bu ikisinin bir şey olduğunu iddiâ ederler. Şu halde ateşin İbrâhîm aleyhisselâm efendimizi yakmaması aklın muhâl bulduğu bir şey değildir. Ateş her zaman yakma kabiliyetini bulundurmaz. Sadece ve sadece gerçek te'sîr edicinin emriyle yakar. Tâ ki bazı hayvanlar ateşte yaşarlar, ateş onlara zarar vermez. İnsanlardan bazıları mi’rac mu’cizesini aklî bir muhâl olarak sayarlar. Çünki onların anlayışları uzak mesafeleri bu acîb süratle nasıl kat edebileceğini idrâk edemezler. Fakat onlar gözden çıkan bir ışının güneşe kadar uzanan bir mesafeyi nasıl kat ettiğine bakmazlar. Halbuki güneş 90 milyon mil uzaklıktadır. O göz bir anda geri döner, bakış bir anda geri döner, ama bunu uzak bir ihtimâl olarak bulmazlar. Aynı şekilde ellerin ve ayakların kıyâmet gününde şâhidlik etmesi ve konuşmasından hayrete düşerler de, dilin konuşmasından hayrete düşmezler -ki küçük bir et parçasıdır-, çünki onun hareketine ve konuşmasına gece gündüz şâhid olmaktadırlar. Nebî aleyhimü’s-salavâtü ve’t-teslîmât efendilerimizden sâdır olan mu’cizeler bu kabildendir. Şübhesiz ki onlar aklî muhâllerden değiller, sadece ve sadece âdeten muhâl olan şeylerdendirler. Bunların her birisi için apayrı müstakil hükümler vardır. (Kitâbı tahkîk edip neşreden.) Eşref Ali Tanevi darusselam.com/iktibas/saptanl...
·
3 views
Canzâde Abdullah Efendi okurunun profil resmi
Bu hususta Said Nursî Hz.lerinin ve diğer birçok alimlerin temsil, benzetmelerle hakikatleri dürbün misâli bize uzakları yakın etmesi durumu hatra geldi. Allah sâlih, sâdık, ulemâ, hukemâdan ayırmasın bizleri. Uzakları yakın edenler, ah ah...
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Temsil dürbüyle hakikatin kavranmasi Kur'an ve Sünnetin de metodur..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.