Gönderi

531 syf.
·
Not rated
DOLMADAN BOŞALAMAZ.. ‘içi ne kadar doldurulursa doldurulsun yine de hafiftir hayat. Çünkü altı deliktir. Delikse ölümdür! Bütün kazançlar bu delikten kayıp gider’ ve böylece kendi vahşiliğini mevcut dünyayı reddedişini kendince meşrulaştırırdı. Ama bu sözü söylemesinin bir nedeni daha vardı. O da bahsettiği deliği tıkayacak yeteneğe sahip olmadığını bilmesi. Bilmiyordu sevgiyle dostlukla aileyle o deliğin kapanabileceğini. Sahip değildi bu değerlere…..‘ DELİKSE ÖLÜMDÜR! Hakan Günday, Büyük deliğin korkusu ile hayatı kevgire çevirdiğimizi, romanında 31 kez delik sözcüğünü kullanarak gösteriyor. Belki de hayat kevgirden huniye doğru evrilen süreçtir. Her gördüğü delik ölümü hatırlatıyor. Delik madem kapanmıyorsa süreci hızlandırmak, ölüme hızlı gitmek… Daha çok daha çok delik açarak büyük ölüme Sayın Günday’a göre büyük sona ulaşmak Romandaki delikler neler… # ..kadın,ister kova şeklinde olsun, muhakkak bir deliğe sahip olması gerekiyordu… # ..Sigarasının dumanını burnunun deliklerinden… #....duvarlarında açılan kurşun deliklerinden… #..bütün eşyalarını ceplerine, kıç deliklerine, kulak arkalarına… #....ensesinde bir delikle yere serilirken.. #..Buzdolabında açılan deliği kafası… #...lavabo deliğini tıpasıyla tıkayıp… #...taşın deliklerinden çıkan ve odayı aydınlatan projektorler gibi.. #...binlerce küçük delikten sızan binlerce ışık huzmesinin… #..sadece kafamı kaldırdığımda deliklerden birinin… #...yerde yatan ensesi delik cesedin… #..karanlık deliklerde dönen dolapları… #...hafızamda ufak delikler açıyordu…. #...güvercin ve martı bokuyla dolu delikler kurumuş pislikle sıvandı… #..Afrika! Dünyanın kara deliği… #...duman ahşap ahırın deliklerinden dışarı sızmaya… #...kapının öbür tarafına geçerek delikler oluşturacaktır… #..sözkonusu ufak delikleri birbirlerine bağlamaksa … #..belkide ozon tabakasındaki delikten kaynaklanıyordur… #...hayatlarımızdaki boşluklar bir anahtarın deliğine girmesi kadar … #...patlayan su borusunun deliğini elimle kapatıyormuşçasına.. #..düşünceler zinciri yüzümdeki deliklerden akıp gidiyor… #..sütü çıkarıp kutunun deliğine dayadı ağzını… #...bedenimdeki yedi deliğin yaptığı … #...onbir metre uzunluğunda bir deliktir. Ve o deliğin… #..çünkü altı deliktir. Delikse ölümdür… #...sevgiyle, dostlukla aileyle o deliğin kapanabileceğini… #..birkaç yıl önce duymuş olsam, bütün deliklerini sigara ile doldurup hepsini yakardım!.. #..bir anahtar deliğinden seyreder gibi zevk alıyordu… #..o an bütün deliklerimden o ışığın çıktığını ve bir abajura dönüştüğümü.. #...burun deliklerimden ve ağzımdan aynı anda nefes verdim… ****** Hiçlik noktasına giderken bir sürü değerleri öldürmek ; ölüm korkusu mudur ? Her seferinde kendini öldürerek nihai sona ulaşmak mıdır ? Yoksa zaten bitmiş tükenmiş ölmüş müdür!!! Dört duvarımızın arasından çıkıp, karanlık sorularımızın cevaplarını yüzümüze çarpılmasına, duymak istemediğimizi duymaktan rahatsız olmaya var mıyız? Çürümüş denen insanın varlığını daha ne kadar aşağılık olabileceğini dibi bildiğimizi zannederken dibin dibini, yok olmaz bu kadar da demeye var mıyız? Salt nefret, yıkım çürümüşlük, kan, kavga, duman, becermek, yalan,sahte, kısaca bütün bunlarla yüzleşmek kolay değil; Var mısınız!! Hayatın bir yangın merdiveni olmadığını, arka kapısının olmadığını hatta gizlice sigara içilen karanlık bir boşluğunun bile olmadığını; tek kapısının olduğunu anlayabilsek yüzleşmeye yakınlaştık demektir. Yoksa değerlere ilişkilere insanlara ölümlü olmayan bir dünyaya dâhil olmak mı istiyoruz. Hiçbir şeyin sonsuz, ölümsüz olmadığı düşüncesiyle tembel bir vahşi olmaya devam mı? Dünyadaki tek gerçek benim,gerisi dekor mu diyorsunuz? Bir dekor kırılır yerine yenisi gelir mi diyorsunuz? Sandalyeni oynatmadan, hasta olan benim, her şey bana göre düzenlenmeli mi? Ben gitmem onlar gelsin mi diyorsunuz? ***** Bu kitabı yazarak delikleri kapattık mı ? Deliklerimizle hellaleştik mi ? Yüzleştik mi? DELİK ÖLÜMDÜR!! Deyip hiçlik noktasına gelmek mi çözüm? Ölüm demişken; Montaigne denemeleri 1. Kitap 20. Bölümden alıntılarla o güzel ölümü anlayalım Sayın Hakan Günday!! Bölümün adi:Felsefe yapmak ölmeyi ögrenmektir "Doğumumuz her şeyin doğuşunu bize getirdiğine göre ;Ölümümüzde aynı şekilde herşeyin ölümünü düzene koyacaktır.." "Her sıkıntıdan bağışık olacağımız bir aşamaya geçeceğimiz için kendimize acı çektirmek ne aptallık!." ‘’Kaçınılmaz olduğuna göre, ölümün gelişinin ne önemi var?’’ "Otuzlar meclisi seni ölüme mahkûm etti" denildiğinde sokrates "doğada onlari" diye yanıt verdi. ‘’Aristoles ,hypanis ırmağında ancak bir gün yaşayan küçük hayvanlar olduğunu söyler. Bunlardan sabahın sekizinde ölen gençlik içinde ölüyor, akşamın beşinde ölen ise yaşlanmış olarak’’ ‘’Bizim süremizin fazlasını ve azını sonsuzlukla ya da dağların ırmakların yıldızların ağaçların hatta hayvanların yaşam süresiyle karşılaştırırsak daha az gülünç olmaz’’ ‘’Doğa "bu dünyadan geldiğiniz gibi gidin " diyor ‘’ ‘’Yokluktan yaşama acısız ve korkusuz yaptığınız geçişin aynısını, yaşamdan ölüme geçerken yapın. Ölümünüz evrendeki düzeninin parçalarından biridir’’ ‘’Eğer yaşamı tüketmesini bilemediyseniz o da size yararsız olduysa , yaşamı kaybetmiş olmanın sizce ne önemi var, yine onu istemek neye yarar?’’ KINYAS VE KAYRA (Son iki bölümün değerlendirmesi) Birinci bölümdeki sorgulamalar ve yüzleşmelerden sonra son iki bölümde Kinyas ve Kayra’yı kaderin yol ayrımına getirip butona bastırır. Alışmak ve aptallaşmak, sonrasında duygusuzluk ve kayıtsızlık içindeki Kayra, her şey için çok geç deyip; ruhu ve aklı iltihaplarla dolu bir adamın yapması gereken en doğru iş ‘zihnini ölümü’ butonuna basar. Kinyas ise bastığı buton ile iş evlilik para düzen gibi anlamsızlığın içine, başladığı noktaya getirir. O halde bu kadar sorgulamalar kanatmalar yüzleşmeler dibin dibi nedendi? Romanın hakkını verebilmek için son iki bölüm için tekrar dolmanız sonra da boşalmanız gerekiyor. Ruhlarını doyurmadan yol ayrımına getirdiniz Kinyas ve Kayrayı. Vardıkları yer ile başladıkları yer arasında Kinyas ve Kayra için fark yok.. Hala hayata kattıkları anlam eksik..Onların başlangıç ve yolcuğunun nedeni zaten bu eksiklik değil miydi?. Yazarlık yolculuğunuz ile ilgili röportajınızda; Hayatınızdaki anlamsızlıktan başlayıp, hayatınıza mana kattığınız için ruhunuz doydu ve boşaldı ve bugün o nedenle Hakan Günday’sınız. Zaten hepimiz kendimizi sorduğumuz sorulara göre belirleriz. Tercihlerimiz sorularımızdan gelir derken Kinyas ve Kayra için soruları yanlış mı sorduk? Veya Kinyas ve Kayra ve Yazar, yanlış mı yaşadı!!!
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227.1k okunma
··
35 views
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
Dürüst olmak gerekirse 8 milyar insan yaratacak kadar manyak bir şizofren olduğumu düşünüyorum. Herkesi ben hayal ettiğim için insanların yani dekorların düşüncelerini hiç umursamam 😂 Taşı sıksa suyunu çıkarır bir yazı olmuş etkilendim. Bakalım site seni keşfedebilecek mi yoksa sen de yitip gidecek misin?
Melek okurunun profil resmi
Dolmadan boşalmaz howl. Dolmusunuz artik. Yazarların çoğu şizofrendir zaten. Siz yazin.
Melek okurunun profil resmi
1. Bölümde dolan hakan gunday sadece orada boşalmış. 2 ve 3. Bolum tam dolmadığı için cok havada yeniden yazilmali bence . Incelememin son 3 paragrafini hakan gunday a ilettim cevap gelirse paylasirim. Kitabın içinde sıkılacak çok su var. Tabiiki ilk kitabı. Bukowski deki incelemem gibi acımasız olmamak gerek. Beğendiğiniz için teşekürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.