Gönderi

144 syf.
10/10 puan verdi
Fatma Pekşen ismine gençlik kitaplarından aşina idim. Ama benim ilgi alanıma Eskader’in öykü dalında kendisine verdiği ödül sonrasında girdi. Yazarımız işte okuduğum bu kitapla ödül almıştı. Epey önce kitabı elime almıştım. Bir zaman yarısına kadar okumuşum. Yarım bırakılmış kitapların arasında gördüm kendini. Hayıflandım. Çünkü kitabın içindeki yaşanmış hissi veren insan öykülerini hatırladım. Ve hemen okunup bitirilecek kitaplar arasına yeniden aldım Güldönümü’nü. Hikâyeler günlük hayattan. Kendini büyük şehirlerin haz ve hız koşuşturmasına bırakmayan, mahalle kültürünün devam ettiği küçük kentlerin büyük insanlarını anlatıyor. Büyük anneleri, büyük babaları, halaoğlunu, dayımoğlunu, sağlıkçıyı, öğrenciyi, askeri, görümceleri, eltileri anlatıyor. Sadece insanları mı anlatıyor, değil tabi. Baharları okuyoruz, düşmekle düşmemek arasında kararsız kalan yaprakları, kışlıkları, kış hazırlıklarını, kilerleri, içindekileri, şıraları, salçaları, doğumları, ölümleri yani kısaca hayatımıza dokunan, ayrıntılarda kalan detayları okuyoruz. Hikâyeler daha çok kalbe hitap ediyor. Rikkatli, hüzünlü. Ama huzurlu. Hikâyeleri farklı olsa da kahramanlar sanki birbirlerini tanıyorlarmış gibi. Hatta kahramanları biz tanıyormuşuz gibi. Amcamız gibi, ninemiz gibi. Bazen tasvirler o kadar yalın ve canlı ki, sanki bir penceredesiniz de anlatılanları seyrediyormuşsunuz gibi. Kitapta ilginç bulduğum şey, her hikâye farklı bir kurgu ve konuda olsa da bir hikâyenin son cümlesi diğer hikâyenin ilk cümlesiydi. Başkaca bir yazar böyle bir tarz kullanmış mıydı, bilemiyorum. Bence güzeldi. Anlatımı sade, dili kullanış biçimi ve üslubu bir o kadar da etkileyiciydi. Her ne kadar yazarımız Sivas’lı olsa da memleket havası almak istediğimde ara ara yeniden okumak isteyeceğim kitaplardan biri oldu.
Güldönümü
GüldönümüFatma Pekşen · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 20145 okunma
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.