Gönderi

112 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Henri Frederic Blanc
Henri Frederic Blanc
çok çok ilginç bir adam. Söze değeri pek bilinmiyor diye gireceğim ama bu konudaki en büyük etken kitaplarının basımının olmaması. Bence kötü olduğundan basılmıyor değil tam tersi hem çok güzel hem de aşırı gerçekçi olduğundan basılmıyor. Kesinlikle lafını esirgeyen bir yazar değil ve 'gerçek'e aşırı bir şekilde takıntısı var. Aşırı doğrucu deriz ya biz onun gibi. Tabii bu gerçekten kastım aslında herkesin farkında olduğu kötülüklere sırtını dönen, yok sayanlara isyan ediyor biraz da. "Gerçek asla karmaşık değil, fazla bellidir. Korkutacak kadar belli." Açık ve net aslında. İşte gerçek tam manasıyla ulu orta bir yerde olduğu halde onu görmezden gelip sırtımızı dönersek ne olacağını da şurada söylüyor :)) #31163716 Velhasılıkelam bu yazarın herhangi bir kitabına bir yerlerde denk gelirseniz mutlaka alın pişman olmazsınız en çok da
Uyku İmparatorluğu
Uyku İmparatorluğu
ancak bunu bulabilmek neredeyse imkansız. Yıllardır arıyorum bulamadım. Bir iki tane var onlar da pahalı :) Okumak isteyenlere epub atabilirim. Kitaba gelecek olursak, nasıl anlatırım onu da bilmiyorum neyse :) Kitap Jean Cocteau'nun şu sözüyle başlıyor "Şeytan olmasaydı, Tanrı insanlıkdışı olurdu ve asla büyük bir seyirci kitlesine ulaşamazdı." bu bile başlı başına merak uyandıran bir alıntı. Kitabın kahramanı felsefe öğrencisi. Daha çok kafasının içinde yaşayan, bir şeyler yapmadan önce yüz kere düşünen, yaşamı sürekli erteleyen ve doğal olarak da kaçıran bir adam. Kitabın girişinde "Hayır, şeytanı şahsen tanımadım, ama cehennemi ziyaret ettim." diyor. Buradaki cehennemden kasıt ise tam olarak şu an içinde yaşadığımız dünya. Sahteliklerin kol gezdiği, para hırsı ile gözleri kör olmuş, dış görünüşleri ile statü sahibi olduklarını sanan, tüketim hırsıyla yanıp tutuşan... insanların yaşadığı dünya. Hani Sabahattin Ali "Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım, hakiki hayatım benim için can sıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir." diyor ya belki de bu dünya için böyle yaşamak gerekiyor. Bilemiyorum... Karakterimiz bu şekilde yaşamına devam ederken pek tabii karşısına Afrikalı bir güzel çıkıyor ve artık işler bambaşka bir boyur alıyor. Ne kadar kafasının içinde yaşamaya çalışsa da yaşam buna müsade etmiyor. Tanıştığı kitapçı ile sohbetlerinden sonra adeta gaza gelip kendine "Haydi köhne kılçık, suya at kendini! Yaşam orada, dışarıda, dışarıda, dışarıda! Riske gir, kalbini masaya koy, kendi kafandan dışarı çıkmaya cüret et, var olmaya cüret et! Kahramanlığı olmayan entelektüel bir domuzdur! diye telkinler veriyor. Artık tek amacı sevdiği kızı elde etmek. Ediyor mu etmiyor mu orasını yazmayayım :) Kadın karaktere de biraz değinmek lazım. Bu karaktermiz de erkeğin tam tersi bir kafada. Her şeyin farkında, dünyanın pisliğinin, insanların sahteliğinin ve ona göre davranıyor. Biraz da aykırı bir karakter imajı çizilmiş ama okurken de bu topluma bu gerek. Anladıkları dilden davranmak tabiri vardır ya onun gibi. Kitabın içinde derin felsefik tartışmalar da var aslında ama o kısımları pek anlatabileceğimi düşünmüyorum :) Umarım bu yazarın kitaplarıyla bir yerlerde karşılaşırsınız.
Şeytanın Çağrısı
Şeytanın ÇağrısıHenri Frederic Blanc · Can Yayınları · 199715 okunma
··
81 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.