Gönderi

78 syf.
10/10 puan verdi
Üzerine yazılmış ve yazılacak kütüphaneler dolusu zor bir konuyu 66 sayfada anlatmak. Bu başarı Herman Hesse’e aittir. Şiir için daha yoğun daha rafine deriz. İnanın şiir az kalır. Bilirsiniz şiir İçine girdikçe manayı yakaladıkça ulaşılır. Bu kitap şiirden öte, Şiir-roman olmuş. Hem rafine hem öz hem net hem örnekleyebilmek hem her şeyi anlatabilmek hem derin ve de derli toplu. *** Hakkında bilgi verilmesi yasaklanan bir Cemiyetin üyesi olan H.H. o eşsiz yolculuğa Doğu yolculuğuna bu cemiyetin üyeleri ile birlikte katılır. Cemiyet bu yolculukla çok yüce hedefler gütmesine karşın, tek tek her katılımcının kendi özel hedefini belirlemesi şartıyla yolculuğa katılmasına izin verir. Cemiyet için kurallar ve sadakat önemlidir. Diyerek mükemmel yolculuğuna başlar. Yolculuğun tamamlanmasıyla ; **İnsanlar denenip sınavdan geçirilmeden sadece ‘iman ettik’ demekle bırakılacakları mı sanıyorlar? Ayetini hatırlatıyor Herman Hesse ; Gerçek inanan olmanın anlamını ve şartlarını ana çizgileriyle ortaya koymasının yanı sıra, gerçek anlamda inançlı olmaları için, yalnızca ‘inandık’ demelerinin yeterli olmadığını, inancın ne olduğu , nasıl olması gerektiğini , koşulları şartlarına dair cevapları Doğu yolculuğunda iyi bir kurgu ile çok sağlam anlatıyor. Doğu yolculuğunun en önemli kişisi en çok hizmet edenin en çok sadakat edenin aynı zamanda cemiyetin lideri Yüce makamda bulunan Leo’dur. Bu öyle bir davadır ki bireysel zevk hırs ego yoktur. En çok inanan hizmet eden aynı zamanda bu davanın lideridir. Bu davada dünyanın, delilin,mucizenin, aklın anlamı yoktur. Romanda Leo bir ide bir fikir dir. Yolculuk esnasında Leo’nun kayboluşu, grubun dağılışı, sonradan Leo ile karşılaşma, sorgulama arşivin teslimi ve romanın sonunda H.H. nin Leo’nun mumunda eriyip kendinin küçülmesi tüm ayrıntılarda inancın ne olduğunu sorgular. Büyü yoluyla havada süzüldüğünü duyduğu tabutu görme isteği nedeniyle Doğu yolculuğuna giden cemiyet üyesinin; Doğu yolculuğun aptalca kaygılarla yolculuğa günlerce ara verilmesinden , çiçek böcek şenliklerinden tören alaylarından bıkmış hiddetle bağırıp bizi asla doğuya götürmeyecekler deyip yolculuğu dolayısıyla cemiyeti terk etmiştir . Bir an evvel mucizeyi görme yani içindeki şüpheyi yok etmek için kendisini öyle bir delile kilitlemiştir ki inancın yolculuğu daha başlarken bitmiştir. önce beni inandırsın bana ispat etsin sonra yolculuğa devam edelim diyen İnanç öncelikle anlam itibariyle anlamını yitirmiştir. Kendi uluhiyeti kendi beninden vazgeçmediğin sürece inanç başlamadan bitecektir. İnanç öyle bir şeydir ki İnanıyorsan kendinden vaz geçeceksin der.sonunda H.H. ‘nin Leo’nun idenin mumunda eriyip bitmesi gibidir. Herman Hesse kitabı yazarken derdi ; Yolculuğun/İnancın doğru anlatılması, doğru yaşanması olduğu kadar aynı zamanda doğru aktarılmasıdır Unutulmaması, çarpıtılmaması, yok olmaması kaygısıyla Doğu Yolculuğuna aşağıdaki cümlelerle başlıyor. ’…..Her yeni kuşak bir önceki kuşağın en önemsediği şeyleri yasaklarla susup geçiştirmelerle alaylarla yok etmiyor mu? Yıllarca süren büyük dehşet verici bir savaşın bütün halklar tarafından yıllar yılı unutulduğunu inkar edildiğini bastırıldığını ve sanki sihirle yok edildiğini ve şimdi azıcık dinlenip kendine gelen bu halkların birkaç yıl önceki budalalıklarını ve acılarını sürükleyici savaş romanlarıyla anımsamaya çalıştıklarını görmüyor muyuz? Bugün unutulan ya da dünya tarafından alaya alınan eylem ve elemlerin yeniden keşfedileceği gün elbet gelecek ki … Hepimize iyi yolculuklar…
Doğu Yolculuğu
Doğu YolculuğuHermann Hesse · Can Yayınları · 20192,830 okunma
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.