Gönderi

Anonslar Altında Kitap Okumak
Bugün yine bir iş dolayısıyla karşıya geçmem lazım. Güzergah belli. Kartal’a kadar yerin üstünden Kartal’dan Şişhane'ye kadar yerin altından. Yolculuğumda bana eşlik edecek bir dost seçmem lazım. Okunması için sıraya koyduğum kitapların önünde durdum. “Güvenli Bağlanma, Adem Güneş” bu olmaz. Bunu daha dingin bir zamanda okumalıyım. “Delilik Ülkesinden Notlar, Ayşe Şasa” sayfalarını karıştırdım. Burada bir tecrübe var, hayat var. Öyle bir solukta okunabilecek bir kitap değil. Hem, ne olur ne olmaz, “Bir Ruh Macerası” kitabında olduğu gibi gözyaşlarıma söz dinletemem, o kadar milletin ortasında ağlarım falan. Olmaz. Bu kitap hiç olmaz. “Sokak Sesleri, Nusret Özcan” kitabı elime aldım. Şöyle bir baktım. Bakkal, kasap, manav. İlkbahar günleri, hıdırellez, kaymakçı. Sokakta ne varsa hepsi kitapta. Anı, belge türünde. Sanırım Ahmet Rasim’in de bu minvalde bir kitabı vardı: Şehir Mektupları. Bu da olmaz. Daha rahat okunacak bir kitap lazım bana. Ne okusam acaba? Birkaç kitaba daha baktım. Ve sonunda Ahmet Tezcan’ın Kâfirûn kitabında karar kıldım. Kitap seçerken zaman nasıl geçmiş anlamadım. Yarım saatte okuyacağım kitaba karar verebilmişim. Düşündüm sonra. Bir misafirlik öncesi gardırobun önünde şunu mu giysem, bunu mu giysem derken akıp giden zamanın farkında olmayan kadınlara hak verdim. Metroya geldim. Ortayı inenlere bırakıp sağdaki yana geçtim. Çantamı açtım. Kitabımı çıkardım. Kalemimi arasına koydum. Tırnak işaretlerimi de hazırladım. Altını çizeceğim satırlar için lazım olacak. Hazırlıklarım tamam. Çantamı boynumdan geçirerek omuzuma astım. Kitap sağ elimde. Treni bekliyorum. Baktım ortanın solunda bir kızcağız. Onun da elinde kitap var. Hemen arkamda duran beyefendi okumaya başlamış bile. Tren geldi. Trendeki yolcular ortadan indiler. Biz de yandan bindik. İlk durak olduğu için oturabildim. "Bismillah" dedim ilk sayfayı açtım. Ve başladım okumaya: “Geceydi. Karanlıktı. Rüzgâr bile esmiyordu. Kımıltısızdı her şey. Şehir uyumuştu. Bir köpek sesi duyuldu. Bir kapı kapandı. Bir çift ayak karanlığa koştu. Ve köşe başındaki evden kıpkırmızı alevler…” “Lütfen dikkat, güvenliğiniz için kapılar açılmadan…” kafamı kitaptan kaldırdım. Türkçe anons bitti. Şimdi İngilizcesi. “Attention please! For your safety…” Bu da bitti. Artık kitaba dönebilirim. Tam cümleye başlarken, “Bir sonraki durak, Soğanlık.” Alemim dağıldı. Durduk. İnenler, binenler. Düdük sesi. Yeniden bir anons, “Lütfen ön taraftaki vagonlara doğru ilerleyelim.” Kitaba odaklan lütfen. Keşke karşımda oturan gibi hem müzik dinleyip hem de kitap okuyabilseydim. Baktım sakız da çiğniyor kızcağız. Üç işi bir arada yapmak maharet istiyor. O da bende yok. Müzik ve kitabı bir arada yapamıyorum. Mutlaka sessizlik olması lazım. Tamam burası kütüphane değil. Sessizlik aramak beyhude. İmdat diledim kitaptan. Hadi al beni içine ne olur! Arka sayfaya geçtim güç bela. Derken kadınlar kendi aralarında konuşuyorla. Konuşmak dedimse dedikodu yani: “Baygın maygın değildi zilli! Bakma sen! Yok, eve hırsız girmiş de, halıyı çalarken onunla burun buruna gelmiş de, İsmet gorkudan bayılırken adam evi dutuşturup gaçmışmış.” Dalmışım, sayfa kırk üçteyim. Gözlerimi kaldırdım. Next station Ünalan. Bir durak kalmış inmeme. Kitabı kapattım. Çantama koymadım. Elimde tuttum. Bir durak sonra indim. Marmaray’a çıktım. Telefonomun mesaj sesi arka arkaya ötmeye başladı. Merak etmedim. Trene bindim. Yer yok. Sağ elim tutmaçta. Kitap sol elimde. Kalemi cebime koydum. Zaten hiç kullanmadım. Kitap sayfalarını çevirmekte zorlanıyorum. Birden metrodakinden daha yüksek, daha rahatsız edici sesle anons başladı. Sanki bağırır gibi. Döneyim, ilk işim bu rahatsız edici sesi yetkililere iletmek olacak. Ayakta kitap okunmuyor. Kapattım kitabı. Yenikapı’da aktarma yapıp Şişhane’ye geçtim. İşimi halledip dönüş yolunda daha rahat kitap okudum. O kadar rahat ki “Hemşerim, son durağa geldik.” uyarısıyla ancak kitaptan kopabildim. Döndüm, ilk işimi yaptım. İlgileneceklerini söylediler. 20.02.2015
·
48 görüntüleme
Nilüfer okurunun profil resmi
Bazı arkadaşlar kitapla beraber sözsüz müzik dinliyorlar. Klasik müzik falan. Zaten kitaba dalınca onu bile duymuyorlardır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.